Günlük

Tatil Hazırlıkları Başlasın!

Cumartesi, Eylül 27, 2014

Koca bir yaz tatil yapma fırsatını bulamadım. Belinda doğduğundan bu yana inanılmaz stresli ve yoğun aylar geçirmiştim biliyorsunuz. Tam 1 sene, koca 1 sene hiç mola vermedim.  Hafta sonu için yakın bir yere gidelim dediğimizde de Belinda diş çıkardığından, tatil kabusa dönüşmüştü. Anlayacağınız çoook yorgunum hem de çok. Malum hiç yardımcım yok. İki dakika bir sen bak diyebileceğim biri ya da çalışmayan annem yok ki gelsin baksın. Neyse şikayet yok. Çocuk benim bakıcam tabi :)

Sanırım kendimi Belinda'nın doğum gününe kitlemişim. Doğum gününü atlattıktan sonra havalarında mı etkisiyle ne kafamı kaldıramıyorum.  Sanki tüm yorgunluğum çıktı. Dün Belinda'yı yatağına koyacak gücü kendimde bulamadım ya işte o an kendi yorgunluğumdan korktum. Belinda'nın uykusu var ve ben onu yatıramıyorum, görülmemiş bir şey! Kendimi bir saldım, bir saldım ki sormayın. Herneyse.

1 ay kadar önce instagrama tatil istiyorum diye üzgün surat bir fotoğrafımı koymuştum. Babam görmüş üzülmüş halime hahaha! Demiş kızımı ve torunumu tatile çıkarayım. O gün bu gün derken tatil günümüz geldi çattı en sonunda! Yarın tatile çıkıyorum! Ay sevineyim mi napayım bilemiyorum  'Ah Belinda' devreye giriyor çünkü.  Belinda huysuz, Belinda sıkıntılı, Belinda ile bir yere gitmek kabus. İşin kötüsü yine diş çıkarıyor ve patladı patlayacak bu günlerde. Neyse umrumda değil öyle böyle gidicem o tatile. Canıma tak etti artık. Belinda yatağında ve odasında uyumaya o kadar alışık ki; ne bebek arabasında ne de arabada uyuyor. Haliyle uykusuz kalıyor. Uykusuz kaldıkça uykusuzluk başına vuruyor. Başına vurdukça çıldırıyor. Çıldırdıkça hem kendisini hem de beni yoruyor, çıldırtıyor. Hafta sonu için anneme bile geçsem - ki bir kaç denemeden sonra bir daha denemek istemedim - Belinda yorgunluktan göz altları çöküyor, zayıflıyor, görüntüsü inanılmaz sağlıksız bir hal alıyor. Eve dödüğümüzde ise kısa sürede onu toparlıyoruz. Çünkü uyuyor, uykusunu aldığı için de yemek yiyebiliyor - uykusu varsa yemeği açsa bile redediyor -  Evet. Benim tuhaf bir kızım var. Zaten tatil yapma fikri hep onun bu durumundan ertelendi hatta benim sosyal hayatımda! Artık yetti sanırım.

Nasıl onu alıştıracağım bazı şeylere bilmiyorum ama bir şekilde alışması lazım. Daha önceleri çok denedim fakat olmadı. Ben de o da çok yoruldu diye vazgeçtim. Bakalım ilk kez çıkacağı bu upuzun araba yolculuğunda Belinda ne yapacak. Aldığım bir kaç oyuncakla onu oyalayabilecek miyim? Yolda giderken uyuyabilecek mi? Uyusada bu uyku 30 dakikadan uzun sürecek mi? Yeni araba koltuğunu beğenecek mi? Gittiğimiz yerlerde keyfi iyi olacak mı? Sorular sorular kafamdaki sorular... Sanırım herşeyi oluruna bırakıcam zaten başka çarem mi var. Bekle beni Çeşme! Gecikmeli olarak yanına geliyorum!

Günlük

Belinda 1 Yaşında!

Cuma, Eylül 26, 2014

Aman Tanrım!! Belinda ne zaman doğduda 1 yaşına girdi hala inanamıyorum!

Evet Belinda 1 yaşında. Ona bakıp bakıp, 1 yaşına girecek ama hala bebek gibi dediğimi hatırlıyorum ama  şu an ona bakıyorum da benim kızım bir anda büyüdü be! Hala yürümüyor, gerçi iki üç adım atmaya başladı fakat hareketleri tavırları o kadar çok değişti ki, karşımda bambaşka bir bebek! değil bir çocuk görmeye başladım. Değişimlerininde 1 haftadan az bir sürede arka arkaya gerçekleşmesi de ayrı bir durum. Tabi bir de  büyüme atağında...

Belinda kelime dağarcığına bir sürü yeni şey kattı. Sanırım otuzun üzerinde kelime biliyor. Cümle kurmaya başlamıştı ve anne nerde? dede nerde? gibi sorular şimdilerde anne neredesin? dede neredesin? e döndü. Kedi, köpek, duck (ördek), teddy (oyuncak ayı) - ki bunları izlediği ingilizce çizgi filmlerinden kaptı-, minnie (bayılıyor!), anne, anneanne, dede, at, eşek, dadi (babasına hiç baba demedi dadi ya da dadiş), nerde, neredesin, atti (gezmek - nereden öğrendi hiç bilmiyoruz), aç, duck tv (müptelası), hadi (ilk söylediği kelimeydi), bitti, gitti, bıy bıy (uykuya hala bıy bıy diyor), tavşan, möö (inek), vak vak (ördek), bu (su), aferin (çok fazla söylüyorum sanırım, onu da kapmış), attı (bir şeyi attığında söylüyor), Peppa (sevdiği çizgi filmdeki domuzun adı), dikkat et (tam söyleyemiyor ama benim ona sürekli söylediğim diğer şey olduğundan, benden hemen sonra o da tekrar ediyor. daha çok tikat tet diyor.) bebek, pisi pisi (kediyi çağırırken), mina mina (ona göre miyav miyav), top, kitap, mama, kuş... düşünüyorum düşünüyorum daha var mıydı diye bir yandan ama şu an aklıma gelmiyor. Söyleyemediği ama bildiği bir çok hayvan ismi ya da eşya ismi var. Mesela baykuş nerde? diye sorunca, hemen gidip baykuşu getiriyor sonra guguuuk-guuk! diyorum hemen o da tekrar ediyor. Baykuş, kuş, papağan gibi hayvanların  farkını biliyor. Bu güzel bir şey. Bana her ne kadar ' Hepsi kuş, kuş de ' denilsede ben Belinda'nın onların farklı isimleri olduğunu bilmesini istiyorum.  Son zamanlarda söylediği 'atınk, atung, atunk'-  üçünden biri tam anlamadım ama - kelimesininde ne anlama geldiğini hala çözemedim.

Bir kaç adım attığını söylemiştim. Nedense tam cesareti yok. Bende hiç üstüne gitmiyorum. Onu yürütmeye de çalışmıyorum. Düşüpte cesaretinin kırılmasını istemiyorum. Zaten yürümeye başladıkça işim zorlaşcak, o yüzden hiiiiiç acele etmeye gerek yok. Emekleme halinde onu zor zapdediyorum!

Belinda tam bir keçi. Heryere ve herşeye tırmanıyor. Mümkün olsa duvara tırmanacak. Kim bilir belki gün gelir onu da dener hahaha!  Merdivenleri çıkıyor, koltuklara çıkıyor, yatağımıza, komidinlere... Son zamanlar sehpanın üstüne de çıkmaya çalışıyor. Yerden azıcık bir yükseklik görmesin. Hemen üzerine tırmanıyor. Kucağımızdayken kafamıza bile tırmanıyor. Onu yazdırdığım oyun grubunda bulunan, tüm parkurlara tırmanıyor. Onun gibi tırmanan başka bir çocuk görmedim. Anlayacağınız Belinda tırmanmaya bayılıyor! Ayrıca hepsinden de inebiliyor. Bu güzel bir şey. Farkında olması ve kenarlara gelince karın üstü kendini aşağı indirmesi fakat ne olur ne olmaz temkinliğimi elimden bırakmıyorum.

Kitaplar hala bir numarası. Oyuncaklar bir yana, kitaplar bir yana. Kitaplarla kendi kendine baya bir zaman geçirirken, aynı şeyi oyuncaklarıyla yaptığını söyleyemem. Bilemiyorum ama kitapların sayfalarını tek tek açıp açıp bakıyor bakıyor, sonra diğer kitaba geçiyor, yetmiyor daha fazla kitap istiyor...

Belinda tuhaf ve gürültülü sesler çıkarmaya bayılıyor. Daha minicikti aynı şeyi yapardı, kocaman oldu hala çığlık atıp ortalığı inletiyor. Dışarıdaysak eğer, insanlar ağlayan, çığlık atan bir bebek zannedip ona baktıklarında, görüyorlar ki o aslında o şekilde gülüp, eğleniyor. Kızımın mutluluk şakımaları onlar napayim.

Belinda hala yemek yemeyi bilmiyor. Önüne koyduğumuz herşeyi yere atıyor, oynuyor. Her ne kadar yer temizlemekten ve onun üzerini temizlemekten bıksam da, bu şekilde öğreneceğinden çaresiz yine önüne yemek koyuyorum. Of ne zaman öğrenecek kim bilir.

Belinda şaçını taramaya başladı! Çok komik! Kendi saçımı tarıyordum. O da her zamanki gibi beni izliyordu. Sonra tarakla onun saçını taradım. Ardından tarağı ona uzatıp, tara saçını dedim. Suratında tuhaf bir sırıtma belirdikten sonra, tarağı aldı ve saçına sürtmeye başladı hahaha! Çok şekerdi...

Belinda halkaları halka çubuğuna değil, koluna diziyor. Nerden akıl etti bilmiyorum ama koluna geçirebileceğini bir şekilde fark etmiş. Koluna halka geçirdiğini gördüğümde, halka çubuğunu yanına getirip ' Hadi Belinda bak buraya diz ' desemde, bir kez geçirdi fakat koluna dizmek ona daha cazip geldi.

Belinda'nın kedi köpek sevgisi hala devam ediyor fakat eskisi gibi artık sokakta onları gördüğünde çıldırmıyor ve eskisi gibi ilgisini çok çekmiyor. Bakıyor fakat öylesine. Ancak çocuk parkı gördüğünde ilerleyemiyoruz. Ağlamaya başlıyor. Duracakmışız parkta. Gitmeyecekmişiz. Şimdiden başladı ve belli oldu ki parkta vakit geçirme dönemine pek yakında geçicez.

Belinda salıncakta sallanmak, kaydıraktan kaymak, tekerlekli koltuk üzerinde gezinmek, yatağımızda bir oraya bir buraya atlayıp kendini savurmak gibi aktivitelere bayılıyor.

Belinda'nın uyanık kalma  süreleri de uzamaya başladı. Yaklaşık iki saatten, iki buçuk saate çıktı.

Belinda ufak tefek bir kız olacak sanırım. Hala 9-12 ay kıyafetlere rahatlıkla sığıyor. Hatta 6-9 ay olan bazı üstlerde ona tam geliyor. 12-18 ay kıyafetlerin içinde maalesef yüzüyor. Tam pıtırcık!

1 yaşına girmesiyle onu oyalamak, ona bir şeyler anlatmak ve idare etmek daha kolaylaşırken, fiziksel anlamda onu zapt etmek ise çok zorlaştı. Altını almak inanılmaz zor! Neyseki  hala kıyafetlerini kendi giyerek ve çıkararak bana yardımcı oluyor ve banyosunu da seviyor.

Son zamanlarda Belinda'nın en çok sevdiği oyuncakları kedisi (miyav diye ses çıkarıyor), üzerinde çeşitli hayvanların bulunduğu sesli-müzikli küpleri, sesli cüzdanı (uzun zamandır favorisi), müzikli çaydanlığı, farklı düğmeleri bulunan ve onları çevirdikçe ya da bastıkça kafaları çıkan böcekli oyuncağı, köpüş diye sevdiği havlayan ve etrafında dönen köpeği, teddy-duck-tavşan üçlüsünden oluşan uyku arkadaşları (bakmayın uyku arkadaşı dediğime. Uykusu geldiğinde hepsini tek tek yere atıyor ve tüm yatağı kaplıyor. Sabah kalkıp onlara seslenip konuşuyor, sanki kendisi onları atmamış gibi 'nerdesiniz aaaa' diyor. ), kumandası, ahşap eşleştirme seti, topu, ahşap müzik aletleri,kaplar, ördek kafası (ikea oyuncağının en üst kısmı)... Dişliklere ise hiç mi hiç ilgisi yok, diş çıkarıyor olsa bile!

Belinda el blendırı, matkap gibi aletlerin sesinden korktuğu gibi, bazı oyuncakların sesinden de korkuyor. Mesela fisher price'ın dinosu. Korktuğu oyuncaklara dikkat ettimde, hepsinde motor sesi var. Sanırım korktuğu o ses. O kadar çok korkuyor ki, ağlayarak kucağıma çıkıyor. Umarım ileride geçer.

Belinda yemek seçiyor. Hemde ne seçme.  Neredeyse hiç bir şey yemiyor. Arka arkaya çıkardığı dişlerdendir  dedik  ama konserve mamaları götürüyor. Parçalı hiç bir şeyi yemek istemiyor. Aslında yiyemediğinden değil. Bir şeylere dalıp gittiğinde çok rahat yiyebiliyor fakat dalması geçince suratını buruşturarak, ağzını kitliyor. Eline verdiğim ve yiyemez kesin diye baktığım her şeyi yiyebiliyor. Tabi kendini doyuramadığından atıştırmalık olarak kalıyor. Küçük biberonundan başka bir şeyde ise suyunu içmiyor. Arada bir saplı bardağından içiyor ama hepsi o kadar.

Belinda'nın hala ayakları durmuyor. Sürekli sallıyor, döndürüyor. Uyuyacaksa bile o ayakları dödüre dündüre, yatağa vura vura uyuyor. Yatağın bir tarafında da yatmıyor. Kafasını bir oraya koyuyor oluyor bir daha kalkıp diğer tarafa koyuyor, olmuyor kalkıyor diğer tarafa koyuyor.  Bu çocuk hiç durmuyor e haliyle hala üzerini örtemiyorum. Uyku tulumuna devam edeceğiz sanırım.

Belinda çok sıkıntılı. Bir dakika bir yerde duramayız, oturamayız, yemek filan yiyemeyiz, iki bir şey alıp alışveriş yapamayız. Hemen ağlıyor, hadi hadi diye bağırıyor, göğsünü kaldırıp arabasından ya da her nerde oturuyorsa çıkmaya çalışıyor, arabada seyahat etmek ise tam bir işkence. Maksimum 15 dakkika sonra sıkılıyor. Kurtlu. hep hareket edecek, hep bağımsız olacak. Sabırsız çocuk, napacağım bilmem.

Her şeye rağmen gönül almada bir numara! Ona kızdığımda, iki minik elini çeneme koyup kafamı kendisine çevirip, bir şeyler söyleyip sevimli sevimli sırıtyor. O an onu yemek istiyorum!!

Bir çok şeyi yazmaya çalıştım fakat o kadar çok şey olup bitiyor ki! Mesela bu yazımı yaklaşık üç gündür yazmaya çalışıyorum ve başta her şey aklımdayken bölündükçe yazıma konsantrasyonumda kalmıyor.

Belinda diş çıkarıyor ve şu an ağlıyor. Görev beni bekliyor. Herkese iyi geceler...


Günlük

Doğum Gününe Hazırlıklar Başladı!

Salı, Eylül 16, 2014

Aman Tanrım! Yine upuzun bir aradan sonra yazabildiğime inanamıyorum.

Belinda artık tüm hayatımı ele geçirmiş durumda.  Sabah kalkıp, gün boyu ona bakmak inanılmaz yorucu. Belinda çok hareketli ve yerinde hiç durmuyor. Yemek beğenmiyor, hiç bir şeyden memnun değil, arka arkaya diş çıkarıyor, bir ataktan diğerine geçiyor derken zaman su gibi akıp gitmiş. Doğum gününe az bir süre varken ben şimdiden strese girdim bile!  Pasta yaptırmak istiyordum fakat yaptırmadan önce Belinda'nın süt alerjisinin 1 yaşına doğru geçecek mi geçmeyecek mi sorusunun cevaplanması gerekiyordu. Aslında onun yemeklerinde tereyağı, cheddar peyniri filan kullanıyorduk ve sorun yaşamıyorduk. 10.5 aylık olduğu sıralar ona azar azar inek stünden yapılmış beyaz peynir veriyodum ve bir şey olmuyordu. Tam kurtulduk derken, ona sütlaç vermemle işin rengi bir anda değişti. 

Genelde dışarıda geçirdiğimiz günlerde ona kavanoz mama veriyordum.  Aslında ben Belinda'nın gluten alerjisi de olduğunu düşündüğümden, Hipp marka glutensiz sütlacını gördüğümde bir kaç tane aldım. Belinda mamayı verdiğimizden kısa bir süre sonra kanlı kaka yaptı. O kadar şaşırdım ki ilk ne olduğunu anlayamamıştım. Şu ana kadar hiç kanlı kaka yapmamıştı ve inek sütü alerjisi için incelendiğinde de kakasında hiç kan veya gizli kan bulunmamıştı. Fotoğrafını çekip doktora gösterdiğimizde, kan olduğu doğrulandı. İnanılmaz üzüldüm çünkü tam geçti diye düşünürken bu gelişme inanılmaz moralimizi bozmuştu. Hala anlayamadığım tereğağı veya cheddar peynirine neden tepki vermediği... Açıkçası neyin ona dokunduğundan emin olmak için ( sütlü kaşık maması da yemişti) Hipp'in kavanoz mamasını yine verdik ve yine aynı tepkiyi aldık. Sonuç Belinda'nın  inek sütüyle hala problemi var ya da Hippin mamasına karşı bilemiyorum. Sevinidirici şey ise gluten alerjisi yok. 

Bu gelişmeden sonra pastasının özel olacağı kesinleşti. Hem güzel görünen, hemde lezzetli bir pasta arayışına girdim. Her yerde pastalar şeker hamurundan ve ben şeker hamurlu pasta istemiyordum. Bir sürü tarif araştırdıktan sonra bize uyan bir kaç tane güzel  buldum. O kadar heyecanlıydım ki! Kızımın pastasını ben yapacaktım ve hayatımda hiç pasta yapmamıştım! Tamam hazır kek, hazır krem şanti gibi malzemelerden yapmıştım ama sıfırdan yapmamıştım. 

İleri geri koşturarak, gerekli malzemeleri aldım ve Belinda'nın uyumasıyla kolları sıvadım. Fakat daha işimin yarısında Belinda uykusundan uyandı. Fırında pişen keki yaktım. Üzerini süsleyeceğim buttercreamin malzemeleri saatlerce tezgahta bekledi ( o sırada Belinda'ya mama yaptım).  Tam başladım buttercreami yapmaya derken Belinda paçalarıma yapışım ağlamaya başladı. Kucağıma çıkmak istiyordu ve ellerim berbattı! Onu oyalayacak bir şeyler buldum derken Belinda koltuğun üzerine çıktı. Ben aşağı indiriyorum o çıkıyor, ben indiriyorum o çıkıyor derken saatler geçti ve benim buttercream hala yapılmayı bekliyordu. Ardından Belinda mutfakta bir şeyler yaptığımı gördüğünden hemen pıtır pıtır yanıma gelip 'mama mama' demeye ve beni çekiştirmeye başladı. Daha önceden yaptığım kurabiyeyi çaresiz mama sandalyesine oturtmadan verdim. Bir an önce yapıp bitirmek istiyordum.  Zaten kek yanmış sinirim bozulmuş. Belinda keyifli keyifli aldı kurabiyeyi. Onunla iki dakika oyalandı ama sonra yine koltuğa çıktı. Bir ara yatak odasına gidip yatağa çıktı. Ben bir yandan pastayla mı uğraşsam, keçi ve atom karınca karışımı  Belinda'nın peşine mi koştursam bilemedim. Tabiki Belinda'nın peşine koşturdum. Şaka gibi, akşam olmuştu ve mutfak darmadağın, pasta hala yarım yamalak, yerler ve koltuk Belinda'nın kurabiye kırıntılarıyla dolu, her yer oyuncak ve paçamda yine Belinda zıp zıp zıplayıp onu kucağıma alayım diye ağlıyor. Üstüne ona kızıp 'otur otur otur' diyorum benim taklidimi yaparak benimle dalga geçiyor hahaha!

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim fakat bildiğim bir şey var ki ben hem Belinda'ya bakıp hem de doğum gününe hazırlanmamın imkansız olduğu. O yüzden pasta için sabah bir koşu gidip sipariş verdim. İnek sütü dışında herşey tereyağı- yumurta gibi kullanılacak. Umarım istediğim gibi olur ve Belinda için de alerjisiz, ağrısız, sızısız geçer. Yazımı bitirmek istemiyorum ancak benim çılgın kızım uyandı. 


Detaylarla tekrar görüşmek dileğiyle!...

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts