Belinda 1 Yaşında!

Cuma, Eylül 26, 2014

Aman Tanrım!! Belinda ne zaman doğduda 1 yaşına girdi hala inanamıyorum!

Evet Belinda 1 yaşında. Ona bakıp bakıp, 1 yaşına girecek ama hala bebek gibi dediğimi hatırlıyorum ama  şu an ona bakıyorum da benim kızım bir anda büyüdü be! Hala yürümüyor, gerçi iki üç adım atmaya başladı fakat hareketleri tavırları o kadar çok değişti ki, karşımda bambaşka bir bebek! değil bir çocuk görmeye başladım. Değişimlerininde 1 haftadan az bir sürede arka arkaya gerçekleşmesi de ayrı bir durum. Tabi bir de  büyüme atağında...

Belinda kelime dağarcığına bir sürü yeni şey kattı. Sanırım otuzun üzerinde kelime biliyor. Cümle kurmaya başlamıştı ve anne nerde? dede nerde? gibi sorular şimdilerde anne neredesin? dede neredesin? e döndü. Kedi, köpek, duck (ördek), teddy (oyuncak ayı) - ki bunları izlediği ingilizce çizgi filmlerinden kaptı-, minnie (bayılıyor!), anne, anneanne, dede, at, eşek, dadi (babasına hiç baba demedi dadi ya da dadiş), nerde, neredesin, atti (gezmek - nereden öğrendi hiç bilmiyoruz), aç, duck tv (müptelası), hadi (ilk söylediği kelimeydi), bitti, gitti, bıy bıy (uykuya hala bıy bıy diyor), tavşan, möö (inek), vak vak (ördek), bu (su), aferin (çok fazla söylüyorum sanırım, onu da kapmış), attı (bir şeyi attığında söylüyor), Peppa (sevdiği çizgi filmdeki domuzun adı), dikkat et (tam söyleyemiyor ama benim ona sürekli söylediğim diğer şey olduğundan, benden hemen sonra o da tekrar ediyor. daha çok tikat tet diyor.) bebek, pisi pisi (kediyi çağırırken), mina mina (ona göre miyav miyav), top, kitap, mama, kuş... düşünüyorum düşünüyorum daha var mıydı diye bir yandan ama şu an aklıma gelmiyor. Söyleyemediği ama bildiği bir çok hayvan ismi ya da eşya ismi var. Mesela baykuş nerde? diye sorunca, hemen gidip baykuşu getiriyor sonra guguuuk-guuk! diyorum hemen o da tekrar ediyor. Baykuş, kuş, papağan gibi hayvanların  farkını biliyor. Bu güzel bir şey. Bana her ne kadar ' Hepsi kuş, kuş de ' denilsede ben Belinda'nın onların farklı isimleri olduğunu bilmesini istiyorum.  Son zamanlarda söylediği 'atınk, atung, atunk'-  üçünden biri tam anlamadım ama - kelimesininde ne anlama geldiğini hala çözemedim.

Bir kaç adım attığını söylemiştim. Nedense tam cesareti yok. Bende hiç üstüne gitmiyorum. Onu yürütmeye de çalışmıyorum. Düşüpte cesaretinin kırılmasını istemiyorum. Zaten yürümeye başladıkça işim zorlaşcak, o yüzden hiiiiiç acele etmeye gerek yok. Emekleme halinde onu zor zapdediyorum!

Belinda tam bir keçi. Heryere ve herşeye tırmanıyor. Mümkün olsa duvara tırmanacak. Kim bilir belki gün gelir onu da dener hahaha!  Merdivenleri çıkıyor, koltuklara çıkıyor, yatağımıza, komidinlere... Son zamanlar sehpanın üstüne de çıkmaya çalışıyor. Yerden azıcık bir yükseklik görmesin. Hemen üzerine tırmanıyor. Kucağımızdayken kafamıza bile tırmanıyor. Onu yazdırdığım oyun grubunda bulunan, tüm parkurlara tırmanıyor. Onun gibi tırmanan başka bir çocuk görmedim. Anlayacağınız Belinda tırmanmaya bayılıyor! Ayrıca hepsinden de inebiliyor. Bu güzel bir şey. Farkında olması ve kenarlara gelince karın üstü kendini aşağı indirmesi fakat ne olur ne olmaz temkinliğimi elimden bırakmıyorum.

Kitaplar hala bir numarası. Oyuncaklar bir yana, kitaplar bir yana. Kitaplarla kendi kendine baya bir zaman geçirirken, aynı şeyi oyuncaklarıyla yaptığını söyleyemem. Bilemiyorum ama kitapların sayfalarını tek tek açıp açıp bakıyor bakıyor, sonra diğer kitaba geçiyor, yetmiyor daha fazla kitap istiyor...

Belinda tuhaf ve gürültülü sesler çıkarmaya bayılıyor. Daha minicikti aynı şeyi yapardı, kocaman oldu hala çığlık atıp ortalığı inletiyor. Dışarıdaysak eğer, insanlar ağlayan, çığlık atan bir bebek zannedip ona baktıklarında, görüyorlar ki o aslında o şekilde gülüp, eğleniyor. Kızımın mutluluk şakımaları onlar napayim.

Belinda hala yemek yemeyi bilmiyor. Önüne koyduğumuz herşeyi yere atıyor, oynuyor. Her ne kadar yer temizlemekten ve onun üzerini temizlemekten bıksam da, bu şekilde öğreneceğinden çaresiz yine önüne yemek koyuyorum. Of ne zaman öğrenecek kim bilir.

Belinda şaçını taramaya başladı! Çok komik! Kendi saçımı tarıyordum. O da her zamanki gibi beni izliyordu. Sonra tarakla onun saçını taradım. Ardından tarağı ona uzatıp, tara saçını dedim. Suratında tuhaf bir sırıtma belirdikten sonra, tarağı aldı ve saçına sürtmeye başladı hahaha! Çok şekerdi...

Belinda halkaları halka çubuğuna değil, koluna diziyor. Nerden akıl etti bilmiyorum ama koluna geçirebileceğini bir şekilde fark etmiş. Koluna halka geçirdiğini gördüğümde, halka çubuğunu yanına getirip ' Hadi Belinda bak buraya diz ' desemde, bir kez geçirdi fakat koluna dizmek ona daha cazip geldi.

Belinda'nın kedi köpek sevgisi hala devam ediyor fakat eskisi gibi artık sokakta onları gördüğünde çıldırmıyor ve eskisi gibi ilgisini çok çekmiyor. Bakıyor fakat öylesine. Ancak çocuk parkı gördüğünde ilerleyemiyoruz. Ağlamaya başlıyor. Duracakmışız parkta. Gitmeyecekmişiz. Şimdiden başladı ve belli oldu ki parkta vakit geçirme dönemine pek yakında geçicez.

Belinda salıncakta sallanmak, kaydıraktan kaymak, tekerlekli koltuk üzerinde gezinmek, yatağımızda bir oraya bir buraya atlayıp kendini savurmak gibi aktivitelere bayılıyor.

Belinda'nın uyanık kalma  süreleri de uzamaya başladı. Yaklaşık iki saatten, iki buçuk saate çıktı.

Belinda ufak tefek bir kız olacak sanırım. Hala 9-12 ay kıyafetlere rahatlıkla sığıyor. Hatta 6-9 ay olan bazı üstlerde ona tam geliyor. 12-18 ay kıyafetlerin içinde maalesef yüzüyor. Tam pıtırcık!

1 yaşına girmesiyle onu oyalamak, ona bir şeyler anlatmak ve idare etmek daha kolaylaşırken, fiziksel anlamda onu zapt etmek ise çok zorlaştı. Altını almak inanılmaz zor! Neyseki  hala kıyafetlerini kendi giyerek ve çıkararak bana yardımcı oluyor ve banyosunu da seviyor.

Son zamanlarda Belinda'nın en çok sevdiği oyuncakları kedisi (miyav diye ses çıkarıyor), üzerinde çeşitli hayvanların bulunduğu sesli-müzikli küpleri, sesli cüzdanı (uzun zamandır favorisi), müzikli çaydanlığı, farklı düğmeleri bulunan ve onları çevirdikçe ya da bastıkça kafaları çıkan böcekli oyuncağı, köpüş diye sevdiği havlayan ve etrafında dönen köpeği, teddy-duck-tavşan üçlüsünden oluşan uyku arkadaşları (bakmayın uyku arkadaşı dediğime. Uykusu geldiğinde hepsini tek tek yere atıyor ve tüm yatağı kaplıyor. Sabah kalkıp onlara seslenip konuşuyor, sanki kendisi onları atmamış gibi 'nerdesiniz aaaa' diyor. ), kumandası, ahşap eşleştirme seti, topu, ahşap müzik aletleri,kaplar, ördek kafası (ikea oyuncağının en üst kısmı)... Dişliklere ise hiç mi hiç ilgisi yok, diş çıkarıyor olsa bile!

Belinda el blendırı, matkap gibi aletlerin sesinden korktuğu gibi, bazı oyuncakların sesinden de korkuyor. Mesela fisher price'ın dinosu. Korktuğu oyuncaklara dikkat ettimde, hepsinde motor sesi var. Sanırım korktuğu o ses. O kadar çok korkuyor ki, ağlayarak kucağıma çıkıyor. Umarım ileride geçer.

Belinda yemek seçiyor. Hemde ne seçme.  Neredeyse hiç bir şey yemiyor. Arka arkaya çıkardığı dişlerdendir  dedik  ama konserve mamaları götürüyor. Parçalı hiç bir şeyi yemek istemiyor. Aslında yiyemediğinden değil. Bir şeylere dalıp gittiğinde çok rahat yiyebiliyor fakat dalması geçince suratını buruşturarak, ağzını kitliyor. Eline verdiğim ve yiyemez kesin diye baktığım her şeyi yiyebiliyor. Tabi kendini doyuramadığından atıştırmalık olarak kalıyor. Küçük biberonundan başka bir şeyde ise suyunu içmiyor. Arada bir saplı bardağından içiyor ama hepsi o kadar.

Belinda'nın hala ayakları durmuyor. Sürekli sallıyor, döndürüyor. Uyuyacaksa bile o ayakları dödüre dündüre, yatağa vura vura uyuyor. Yatağın bir tarafında da yatmıyor. Kafasını bir oraya koyuyor oluyor bir daha kalkıp diğer tarafa koyuyor, olmuyor kalkıyor diğer tarafa koyuyor.  Bu çocuk hiç durmuyor e haliyle hala üzerini örtemiyorum. Uyku tulumuna devam edeceğiz sanırım.

Belinda çok sıkıntılı. Bir dakika bir yerde duramayız, oturamayız, yemek filan yiyemeyiz, iki bir şey alıp alışveriş yapamayız. Hemen ağlıyor, hadi hadi diye bağırıyor, göğsünü kaldırıp arabasından ya da her nerde oturuyorsa çıkmaya çalışıyor, arabada seyahat etmek ise tam bir işkence. Maksimum 15 dakkika sonra sıkılıyor. Kurtlu. hep hareket edecek, hep bağımsız olacak. Sabırsız çocuk, napacağım bilmem.

Her şeye rağmen gönül almada bir numara! Ona kızdığımda, iki minik elini çeneme koyup kafamı kendisine çevirip, bir şeyler söyleyip sevimli sevimli sırıtyor. O an onu yemek istiyorum!!

Bir çok şeyi yazmaya çalıştım fakat o kadar çok şey olup bitiyor ki! Mesela bu yazımı yaklaşık üç gündür yazmaya çalışıyorum ve başta her şey aklımdayken bölündükçe yazıma konsantrasyonumda kalmıyor.

Belinda diş çıkarıyor ve şu an ağlıyor. Görev beni bekliyor. Herkese iyi geceler...


You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts