Fotograf Çekimi

Devin 10 Aylık!

Pazar, Mayıs 29, 2016


Minik Devin her geçen gün büyüyor! 10 aylık oldu ve bir yaşına giderek yaklaşıyoruz. Her ay inanılmaz değişiyor ve ben şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Benim minik Devin'im artık bir birey olma yolunda ilerlemeye, her geçen gün ise bebekliğini geride bırakmaya başladı.
Devin'nin yemek meselesi hala aynı gidiyor. İştahlı bir bebek değil ne yazık ki! Daha şimdiden çok seçici ve ilerisi için endişelenmeye başladım şimdiden. Biliyorum ki 1 yaşından sonra daha da seçici oluyorlar. En sevdiği şey cheddar peyniri. Paketini gördüğü anda çıldırıyor :) Meyvelerden en çok armutu seviyor. Muzu ise hiç sevmiyor. Bolonez makarnanın hastası ayrıca pilavı da çok seviyor. Sebzelerden neyi seviyor bilemedim. Brokoliyi severek yiyordu fakat şimdilerde önüne koyduğumuz tüm sebzeleri ya ayıklayıp yere atıyor ya da ağzından çıkarıyor. Çiğneyerek yediği bir şeyi ertesi gün yemiyor hatta hiç bir şey çiğnemek istemiyor. Bazende yemek yemek istemiyor ve biberonuna uzanmaya çalışarak benden süt istiyor. Sanırım diş çıkarma sürecinde olduğu için. Yanılmıyorsam eğer 4 diş birden çıkaracak gibi duruyor. Eskisi gibi kendi yemek için ısrar etmiyor. Bizim verdiğimiz bir şeyin tadını beğenmişse ağzını açıyor ve onu beslememize izin veriyor. Vanilyalı yoğurt, yabanmersinli muffin favorilerinden. Su kabından su içmeyi henüz tam çözebilmiş değil. Pipetli bardağından su içebiliyor ama bardak şekinde olan su kabını kaldırıp içemiyor. O zaman ise bardağını bize uzatıp 'Iıı!' diyor ve bizim ona içirmemizi istiyor. 

Devin'nin uyku eğitimi hala yok. Geceleri süt için uyanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz 1 hafta 4-5 gün geceleri kesintisiz uyudu ve çok şaşırdık fakat bugünlerde yine sürekli uyanmaya başladı. Hatta gündüz ve gece uyumak istemiyor. Muhtemelen dişleri yüzünden. 

Devin 9. ayından itibaren Belinda ile aynı odada kalıyor. Başlarda çok korktum ve nasıl olacak diye endişeliydim fakat ne Devin adına ne de Belinda adına bir sorun yaşamadık. Belinda'da diş çıkarıyor (son dişleri nihayet) ve geceleri ağlayarak uyanıyor. Devinde sık sık uyanıyor ama çok umurlarında değiller birbirlerinin. Bir kaç kez Belinda Devin'i uyandırdı hepsi bu. 

Devin konuşmaya başladı. İnanılmaz tatlı! 'Anne anne!' diye tüm gün peşimde. Paçalarıma yapışıp anne diye beni çekiştiriyor. Baba diyemiyor tam onun yerine Kenan'a 'dada' diyor, Belinda'ya 'Ada'. 
İneğin ve aslanın sesini taklit ediyor. Kediye de 'cat' diyor. Söylediğim bir kelimeyi tekrar edebiliyor fakat birebir telafüz edemeyebiliyor.

Devin'nin emeklemesi komandoluktan normal emeklemeye geçti. Tutunup kendini kaldırabiliyor. Adım hala atamıyor. Tutuna tutuna yürüdüğünü hiç görmedim. Yatağında belki bir adım yana doğru gitmişliği vardır hepsi bu. 

Devin Belinda ne ile oynuyorsa onu istiyor ve eskisinden daha erişebilen bir bebek olduğundan Belinda ile oyuncak kavgası yapar oldular. Devin'nin önene hangi oyuncağı koyarsak koyalım o illa Belinda'nın oynadığı oyuncağı istiyor. Belinda vermediğinde ise sinirlenip ona bağırıyor. 

Devin salıncak hastası. Salıncakta sallanmaya bayılıyor. Bir gün parkta onu sallandırdıktan bir süre sonra kaldırdığımda o kadar çok ağladı ki! Daha çok daha çok sallanmak istiyormuş. Neredeyse 20 dakika sallandırdım onu da ancak öyle parktan ayrılabildik. 

Devin artık hep dışarıda olmak istiyor. Sabah Kenan ve Belinda okul için  gittiklerinde Devin kapının önünde bir kaç dakika ağlıyor. O kadar çok üzülüyorum ki o an. Ona bir şeyler yedirdikten sonra hava güzelse uykusundan önce balkonda oynatıyorum. Uykusundan sonra da dışarı çıkarmaya çalışıyorum.

Devin müzik dinlemeyi ve dans etmeyi çok seviyor. Artık dansına yeni figürler eklemeye başladı. Ha ha ha!

Devin cep telefonumu almak için artık benimle kavga eder oldu. Telefon için çıldırıyor. Telefonu alıp 'anane' diyor. Görüntülü konuştuğumuz için sürekli telefondan hep birilerinin çıkacağını düşünüyor sanırım. 

Devin'nin el becerileri Belinda'ya göre daha iyi. Ellerini çok iyi kullanıyor. Ayrıca bedeninide. Kapak açıp kapatmak -bir kutunun, bir şişenin, bir biberonun kapağı gibi- , koluna çanta takmak, birşeyleri ayıklamak, nesneleri dik koyabilmek, üçgen daire  şekillerini deliklerinden geçirmek gibi. Bir şeyleri giymeye de çalışıyor ve yapamasa dahi izlediği yöntem çok doğru. Çak dediğimizde minik eliyle elimize çakıyor. Üflediğimizde o da üflüyor. Kafamızı hangi yöne sallıyorsak o da sallıyor. Bye bye dediğimizde de elini sallayıp o da 'bye bye' diyor ve o an dışarı gezmeye gideceğini biliyor ve heyecanlanıp çok mutlu oluyor.  

Minik Devin'nin gelişimi devam ediyor ve her geçen gün yeni bir şey ekleniyor. Aklıma gelenleri yazmaya çalıştım ve mutlaka unuttuğum bir şey vardır diye düşünüyorum. Devin'nin 11. ayında görüşmek üzere! 







Herkese sonsuz sevgiler!...





Berlin Gezi Rehberi

Karneval Der Kulturen!

Cuma, Mayıs 20, 2016


Geçen sene gittiğimiz ve çok sevdiğimiz festivale bu sene gitmeyeceğimizi mi sandınız :) Eğer öyle düşündüyseniz  tamamen yanıldınız. Bu sene de gittik fakat geçen seneden tek farkı 3 kişi değil de 4 kişi olmamızdı! Zaten geçen sene ve bu senenin farkı hep Devin'nin de dahil olması :) Neyseki Devin ortama uyum sağlayabilen bir bebek, o yüzden bir yere giderken çokta üstüne düşünmem gerekmiyor. 

İki küçük çocuğumuzun olduğunu unutmadan yine geçen seneki gibi etkinlik alanına erken gitmeye karar verdik. Amaç her zamanki gibi festival alanı çok kalabalıklaşmadan geri dönmek. İşin en güzel yanı fazla kalabalık olmadığında işler daha kolay oluyor.  Etrafı, olan biten herşeyi çok daha iyi görebiliyor olmak, rahat ve daha hızlı hareket etmek, yiyecek ve içeçek kuyruğunda beklememek ve oturmak istediğimiz zaman yer bulmak için hiçde zorlanmamak. 

Sabah kalkıp hazırlandık ve kahvaltımızı yaptıktan sonra festival alanına doğru yola koyulduk. İlk iş markete uğrayıp kızlar için bir kaç atıştırmalık almak oldu. Belinda her zamanki gibi kinder yumurtalarından istedi ve her ne kadar bu işten hoşlanmasamda arada bir onun yemesine izin veriyoruz. Trende giderken elinden bırakmadığı yumurtasını açmak istesede ona sürekli yemekten sonra açmalısın diyerek çikolatasını açmasına izin vermedik. 





Belinda her zamanki gibi ayakkabılarıyla durmak istemedi. Neden bilmiyorum ama sürekli bir yere gittiğimizde park, cafe, tren, market gibi ilk işi ayakkabılarını çıkarmak oluyor. Sürekli onun ayakkabılarını giydirmek zor olsada bir gün bunu yapmayı bırakacağını düşünerek çokta üstüne gitmiyorum :)


Festival alanına vardığımızda çok erken gitmiş olduğumuzu fark ettik. Standlar, sahneler daha yeni kuruluyordu ve orada durmamızın bir anlamı yoktu. Bu yüzden bir cafeye gidip bir şeyler içelim dedik. 

Belinda'ya yoğurt yedirdik, ben kahve ve soda içtim. Kenan'da hasta olduğundan zencefilli çay söyledi. Belinda'ya da en sevdiği şey olan portakal suyu onun deyişiyle portakal meyve suyu aldık :) Minik Devin ise ilk öğle uykusuna dalmıştı bile.








Kenan kendini daha iyi hissetmek için eczaneye Belinda ile ilaç almaya gitti. O sırada minik Devin uyandı. Kenan ve Belinda döndüğünde ise Belinda'nın elinde çok ilginç bir şey gördüm. Belinda babasına emzik! aldırmıştı. Açıkçası ne yapacağımı bilemedim. Devin' de emzik istedi ve aaoo! Devin emziğe alışır mı diye kaygılansam da hiç biri gerçekleşmedi ve inanılmaz rahatladım. Açıkçası Devin'e emzik vermemiştim ve bu saatten sonra da emziğe başlamasını istemiyordum. Emziklerle bir süre oynadılar ve sonra ikiside emzikleri bir kenara attı. Minik Devin ise emzikle tam olarak ne yapıldığını çözmeye çalıştı ama pek bir fikri olamadı :)







Cafe de bir süre vakit geçirdikten sonra festival alanına dönmeye karar verdik. Hala tam olarak işleri bitmemiş olsa da bazı yerler çoktan satışlara başlamıştı. Çim bir alan fark ettik ve kızları yanımızda getirdiğimiz topla oynatmaya karar verdik.  Biz orada vakit geçirirken nihayet festival tam anlamıyla başlamış oldu. Her yerden müzik sesleri yükselmeye, festival alanı da  giderek insanlarla dolmaya başladı. 




Çim alandan ayrıldık ve bu sefer festival alanını gezmeye başladık. Geçen senekinden çokta farklı değildi. Bir çok ülkenin yerel yemekleri, içecekleri, kıyafet ve aksesuarları ve tabiki de müziklerinden oluşan bir kültür festivaliydi! Kafamızı nereye çevirsek ayrı bir güzellik vardı. Belinda geçen seneye göre daha ilgiliydi. Tabi bunda 1 yaş daha büyümüş olmasının payı büyük. Devin ise ilk kez böyle bir etkinliğe katıldığından hem şaşkın hem de mutluydu. 






Gezinirken iki minnakın uykusu geldi ve festival alanı dışına çıkıp onları uyuttuk. Uyuduklarında ise tekrar geri dönüp çocuklarsız gezip tozduk. Karnımızda açıkmıştı ve ev yapımı hamburger yemeğe karar verdik. Hamburgerin ekmeği dışında her şeyi çok güzeldi fakat ekmek biraz bayattı. 


O sırada bir adam fark ettim ve fotoğrafını çekemeden geçemedim. Ayran içen yaşlı bir adam :) Gerçi bir çok kişi fotoğrafını çekiyordu ve bu durumdan çokta memnun görünüyordu. 


Bir süre sonra kızlar uykularından uyandı. Açıkçası o gürültüde uzun bir süre uyuduklarına şaşırmıştım. Uyuyabilmeleri iyi oldu. Hem onlar hemde bizler dinlenmiş olduk. Bizde rotamızı çocuklar için kurulmuş olan mekana doğru çevirdik.





Belinda iki oyuncaktan da biraz korktu. Neden bilmiyorum ama Belinda yaşıtlarının korkmadığı bir çok şeyden korkuyor. Belki alışkın olmadığındandır bilemiyorum. Onun için mini iki atraksiyon olmuş oldu. Devin ise ablasını meraklı meraklı seyretti.  Bende sürekli Belinda'yı cesaretlendirmeye çalıştım. Sonrasında alışıp oradan pek ayrılmak istemese de Devin çok sıkılmaya başladığından ilerlemeye devam ettik.

Yine bir yerde oturduk ve bu sefer bira içmek içindi. Kızlarda çubuk kraker keyfi yaptılar. Neden bilmiyorum ama çocuklar çubuk krakere bayılıyor. Bütün çocuklar mı böyle yoksa ben mi sevenlere denk geliyorum bilmiyorum ama bari seviyorlar en sağlıklısı olsun diye Vegan dükkanından onlara çubuk kraker alıyorum. Çok tuzlu da olmuyor. 






Tam o sırada kimi gördüm dersiniz. Ayran içen adamı! ve yine ayran içiyordu. Festival boyunca sık sık gördüm kendisini :) Bir çok kişi onu tanıyordu. Merak uyandırıyor insanda ister istemez ha ha ha!


Hareket etmeye devam ettik ve mini bir gösteriyle karşılaştık. Belinda'nın çok ilgisini çekti ve ' juggler! juggler! ' demeye başladı.



Zaman hızla ilerliyordu ve dönüş saatimiz giderek yaklaşıyordu. Kızların karnını doyurduktan sonra (gerçi Belinda latin müziği eşliğinde dans ederek yemeğini yedi) Farklı ülkelerin müziklerini dinleye dinleye ve tabiki dans ede ede  festival alanından uzaklaştık. Yalnız Belinda'nın seçtiği hamburgercinin hamburgerleri çok daha lezzetliydi :)







Bu günden en çok aklımda kalan şey -ki ne fotoğrafı ne de videosu var- Belinda ile Kenan ve Devin'i bırakıp, kalabalığın içinden geçerek sahnenin önüne gidip çılgınlarca dans ederek eğlenmemizdi. 

Önümüzdeki sene yeniden görüşmek üzere Karneval Der Kulturen!


Herkese sevgiler!...

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts