1 Mayıs!

Pazartesi, Mayıs 09, 2016


Herkese merhaba! Geçen sene gittiğimiz 1 mayıs şenliklerine bu senede gittik fakat bu sene farklı olarak yanımızda annem, babam ve minik Devin de vardı!

Şenliklere bu sene kısıtlama getirilmişti ve sahne sayısı geçen seneye göre daha azdı ancak kalabalık hiç değişmemiş aksine daha da artmıştı. Hava nispeten güzeldi ve öğle yemeğinden sonra nihayet evden çıkıp etkinlik alanına yürümeye başladık. Belinda ve Devin yolda giderken uyuya kaldılar ve bu benim derin bir oh çekmeme sebeb oldu çünkü biliyorum ki uykusuz iki çocuk o kalabalıkta pekte iyi olmazdı :) Bangır bangır çalan müziklerin içinde ikiside hiç istifini bozmadan uyumaya devam etti ve tahmin edeceksiniz ki bende bundan pek bir hoşnut oldum! 



Öğle saati olmasına rağmen fazlasıyla kalabalıktı ve bizim planımız akşama doğru iyice kalabalıklaşan ortamdan erkenden ayrılmaktı. Malum koca bebek arabası, iki minik kızla işimiz pekte kolay değildi. 

Etkinlik alanının merkezi diyebileceğimiz yere ulaştığımızda geçen sene de orada bulunan baloncuyla karşılaştık. Balonlar kapış kapış gidiyordu. Belinda ne zaman uyanır bilmediğimden ve bu sıralar takıntılı olduğu pony atları düşünerek unicorn at balonunu uçarak almak istedim. Son iki tane kalan unicorn balonunu Belinda'nın çok sevineceğine de düşünerek aldık. Ardından Devin'e de küçük unicorn balonunu aldım çünkü uyanmıştı ve o koca balonu tutmak için çıldırıyordu ha ha ha!



Belinda şaşırtıcı bir şekilde uyumaya devam ediyordu ve sanırım 2 saatten fazla uyudu. Bu iyi oldu çünkü son zamanlarda en arka azı dişlerini çıkardığından olsa gerek sabahın 6'sında uyanıp yanımızda bitiyordu -hala erken uyanmalarına devam ediyor-.  

Kalabalık nedeniyle çok fazla turlayamadık ve gezebildiğimiz kadar gezdik. Yemeyi ve içmeyide ihmal etmedik tabi. Geçen seneki köfteciye rastlamadık ve ben bu duruma çok üzüldüm. 1 mayıs şenliklerine en çok o köftecinin köftelerini yemek için gittim diyebilirim ha ha ha! -Bu arada köfte derdine büyük balon uçup gitti hemde Belinda daha görememişti bile! Nasıl oldu bilmiyorum ama köftecinin önünde beklerken annem bana 'bak birinin balonu gidiyor' dedi. Bir baktım ki bizim balon! Nasıl koptu ipinden anlamadım ama Belinda'nın balonu uçup gitti. Arkasından çok koşturdum yakalamak için fakat rüzgarla birlikte yükselip, yüksek bir ağaca takılı kaldı :( Üzgünüm Belinda. Balonuna sahip çıkamadım...-

O kadar çok yürüdük ki inanılmaz yoruldum ve bir yerlere oturalım dedik. Tam parka doğru ilerliyorduk ki köşede bulunan bir cafenin bangır bangır müziği eşliğinde bebeğiyle dans eden bir kadını fark ettim. Kangurusunun içinde olan bebeğiyle dans ediyordu ve o kadar sevimli görünüyorlardı ki! Durup onları seyrettik. Zaten seyretmemek mümkün değildi. Onlar gidene kadar seyrettik kendilerini ve gittiklerinde cafenin bir masasının boşaldığını fark ettik. Hemen gidip kaptık masayı ve böylece sabahtan beri ilk kez oturma fırsatı bulmuş oldum. 

Mekana oturduğumuzdan bir kaç dakika sonra Devin ikinci uykusundan uyandı ama ne uyanış! Birden uyandı ve sanki uykudan kalkan kendisi değilmiş gibi çalan müzik eşliğinde dans etmeye başladı. Ha ha ha! O kadar şaşırdık ki! Durumu algılamamız bir kaç saniyemizi aldı. Gözleri mahmur ama dans eden minik Devin masayı kahkahaya boğdu. Ah minik Devin ah! Çok tatlısın. Devin'den kısa bir süre sonra da Belinda uyandı. Kahvemizi ve çayımızı bitirip hemen yanıbaşımızda bulunan parka geçtik. Parkta uzun bir süre oyun oynayan Belinda ve Devin çok mutluydu.  Eve dönüş yolumuz ise kalabalıklar arasında, müzik dinleye dinleye geçti.







Parktaki salıncaklara dikkat ettiniz mi? Harika!









Eve vardığımızda Belinda ve Devin için uyku ritüeline başladık. Annem ve babam kızlarla evde duracaktı ve bizde Kenan'la yeniden dışarı çıkacaktık. O kadar yorgundum ki! Arada birde olsa dışarı çıkıyor olsaydım eğer o gün yeniden dışarı çıkmayı düşünmezdim ama bu bir fırsattı ve ben bu fırsatı tepmek istemedim açıkçası. 12 buçuktan akşam 7'ye kadar dolaşmamız yetmemiş gibi bir de gece turuna çıkacaktım. 

Kızları yatırdıktan sonra hazırlandım ve Kenan'la dışarı çıktık. İlk açık hava etkinliğine oradan da bizim mekana geçtik -Kenan'ın club'ı-  Tam yolun köşesini dönüyorduk ki bir de ne göreyim. Bizim köfteci! Kenan emin misin, onlar mıydı? diye sordu hemen. Evet emindim, bizim köfteciydi! Ha ha ha! Ay nasıl mutluydum o an sormayın. Hemen kaptım bir ekmek arası köfte. Kenan evde yemek yediği için toktu ve bu yüzden istemedi ama. Köftemi afiyetle mideme hızlı hızlı indirdikten sonra mekana geçtik. Kenan club'ı açarken bende üst katta kız kıza muhabbete daldım. Muhabbet esnasında titrediğimi  fark ettim. Neden titrediğimi anlayamadım ilk. Sonradan fark ettim ki ben üşüyorum! Evden çıktıktan bir süre sonra üşümeye başlamıştım zaten ama iç mekana girince ısınmıştım. Fakat nedense birden bire bana bir titreme geldi. Tekrar montumu giydim bende ve keşke daha kalın giyinseydim diye düşündüm.  Bir süre sonra alt katın açılmasıyla üst kattan ayrılıp alt kata geçtim. Saat 3'e kadar mekanda kaldım ve sonrasında daha fazla dayanamayıp eve döndüm. O kadar çok yorulmuştum ki! Eve döner dönmez yattım ve ondan sonrası fena. Çok hasta oldum. Üşüyüp durdum sürekli, hep ama. Bütün bunlar yetmiyor gibi ertesi günde banyo yapıp dışarı çıktım. İşte tam o andan bu ana kadar iptaldim ve bu yüzden de blog yazımı bu kadar geç yazıyorum. Hala tam anlamıyla toparlanmış değilim ama her geçen gün biraz daha iyi hissediyorum. İnanılmaz büyük bir yorgunluk var üzerimde ve gözümü zor açıyorum. Herşeye rağmen güzel bir gün geçirmiş olmaktan mutluyum ve bize yardım etmek için kendilerini paralayıp nevri dönen anne ve babama çok ama çok teşekkür ediyorum. 



Herkese iyi geceler ve sonsuz sevgiler!...



You Might Also Like

2 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts