7 Yıl Aradan Sonra 2. Kez Ankara'dayım!

Perşembe, Nisan 09, 2015





Bundan tam 7 yıl önce mezun oldum üniversiteden. 7 yıl vay be! Diplomamı okuldan alışımın ardından Ankara'daki YÖK e  denklik için teslim ettim. Teslim ediş o ediş. Ha bugün giderim ha yarın giderim derken tam 7 yıl geçmiş! Neyseki taşınma bahanesi oldu da en sonunda Ankara'ya diplomamı almaya gidebildim!




Daha rahat olur diye tren yolculuğunu seçtik. Ankara'ya varır varmaz da atladık taksiye YÖK yolunu tuttuk. Bir ton para taksiciye verdikten  - o nasıl bir taksimetre öyle! - yine! garip garip durumlar yaşadıktan sonra nihayet diplomama kavuştum! İnsanların 7 yıl mı? Neden bu kadar fazla? yorumların arasında tıpış tıpış ve mutlu mesut otelimizin yolunu tuttuk.

Yorgunluk morgunluk dinlemeden gezdik dolandık. Ben zaten paytak ördek. Koca bünyemle pıtır pıtır bir aşağıı bir yukarı dolandım. Tabi dolanırken ayaklarım ağrıyor, canım yanıyor, yoruldum diye tatlı tatlı söylene söylene. Ne yalan söyleyeyim Ankara'nın hiç bir şeyini sevmedim. İlk gidişimde de sevmemiştim.  İlk gün yemek yiyelim, bana ayakkabı bakalım - hala bulamadım - güzel bir mekanda baş başa oturup iki bir şey içelim derken ileri geri dolanarak geçirdik. Akşam olupta otelde yatağa uzandığımız anda uykuya dalmışız.

Ertesi gün Anıtkabir'e gittik. Sürekli aklımızda olupta bir türlü gidemediğimiz Ata'mızın yanına. Tahmin ettiğimden çok daha büyüktü. O kadar büyüktü ki neredeyse tüm günümüzü orada geçirdik. Bilmediğim bir çok şeyi öğrenmiş oldum. Ne yazık ki sonlarına doğru bir çok şeyi atlamak zorunda kaldık. Yoruldum, acıktım... Bir kez daha gitmek için sabırsızlanıyorum.  Muhteşem bir atmosfer de hem devir teslim törenini, bir de ne için olduğunu anlayamadığım bir başka töreni izleme şansımız oldu. Etrafta ise 'burası çok güzelmiş, bir daha gelelim' diye anne ve babalarına defalarca soran çocukları gördükçe baya bir duygulandım.







Anıtkabir ziyaretimizden sonra yemek yemek için yer bakınırken  Meksika yemekleri bulunan restorant-bar keşfedip,  karnımızı bir güzel doyurduk. Ardından trene binip İstanbul'a geri döndük.

O iki gün beni o kadar yormuş ki, kendime uzun süre gelemedim. Gerçi bugünlerde genel durumum bu. Hemen yoruluyorum ve hareket edemiyorum!!  Tıfıl, tosun kadınlar gibiyim ha ha ha!

Öyle ya da böyle Kenan'la uzun zamandan beri birlikte baş başa vakit geçirmemiş olduğumuzu ve bunu özlemiş olduğumu fark ettim. O kadar çok şeye koşturuyoruz ki! Hayatın sorumlulukları ne kadar enteresan değil mi? Katlana katlana gidiyor, gidiyor da gidiyor...


You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts