Alışveriş

Hamilelik Sonrası İlk Alışveriş!

Cumartesi, Temmuz 18, 2015



Şu yazımı tam dört gündür yazacağım hep bir şey oluyor ve yazamıyorum. Az öncede yazmak için oturdum yine ama o da ne! buzluğa koymak istediğim su şişesinin ağzı açılmış ve bütün su buzluğa boşalmış. İki saattir buzluğu temizlemekle uğraştım. Ondan öncesi malum. Tek başıma iki çocuğa bakmakla tüm günümü geçirdim ve cidden çok yoruldum!

Her neyse gelelim asıl konumuza!

Hamilelikte tribe girdiğimden bahsetmiştim. Hani bana bir şey olursa tribi. O trip yüzünden hamilelik sonrası giymek için emzirme kıyafetlerine sadece bakmış ama almamıştım. 

Doğumdan sonra - malum evde durmayı çok sevmiyorum - dışarıda giymek için emzirme üstlerine ihtiyaç duydum ister istemez. H&M den aldığım üstlerden pekte memnun kalmadım.

Gözüme kestirtiğim ama fiyatlarından dolayı beni çok düşündüren BOOB marka emzirme kıyafetlerinin indirimde olduğunu görünce hemen bir kaç tane sipariş verdim. Gerçi indirimde olmasına rağmen yine de pahalıydı ama ürünleri kullandıkça değer dedirtti bana.


Siparişim 2 gün içerisinde geldi. Gelen pembe beyaz pakete bayıldım. 


Alışverişim iki kısımdan oluşuyordu. İlk siparişimdeki ürünlerden memnun kalınca, yeniden sitesine girip alışveriş yaptım :)

İlk siparişim kolsuz sarı ve kısa kollu mavi-beyaz çizgili üstten ve siyah-beyaz çizgili elbiseden oluşuyordu.  


İkinci siparişim ise mavi-krem çizgili elbiseden ve kırmızı-beyaz çizgili uzun kollu üstten oluşuyor. Aslında kolsuz bir üst daha sipariş verecektim ama bir anda ben alışveriş yaparken stoğu tükendi!


Paketleri açar açmaz ilk denediğim mavi-beyaz kısa kollu üst oldu. Kumaşları muhteşem. Organik pamuktan üretilmiş ve kumaşın hissi bana inanılmaz hoş geldi. Kalıpları baya iyi. Üzerinize cuk oturuyor. 


Açıkcası ürünlerde kusur bulamadım. Üstlerin ve elbiselerin boyları, kesimleri, kumaşları, renkleri... her şeyi kusursuz. 
Açıkçası bu ürünleri bu kadar öveceğim ve ayrı bir yazı yazacağım aklıma gelmezdi ama şunu söyleyebilirim ki emzirirken rahat olma isteği kadar doğal bir şey yok. Bütün ürünler alttan açıldığı için inanılmaz rahat bir şekilde emzirebiliyorsunuz. Üst kısmını da biraz aşağıda bıraktığınız zaman ise göğüsünüz kapanıyor ve dışarıda emzirmek sizi rahatsız etmiyor.  


Aldığım bütün ürünlerinden memnunum. Bir sorun olmaz ve emzirmeye devam edebilirsem eğer, ileride kışlık bir kaç ürününü daha almak istiyorum.  Şimdi anlıyorum alan herkes neden müptelası oluyor. Olmamak için sebep yok ki!! Ayrıca tüm ürünleri hamilelikte de giyebiliyorsunuz. 

(Alelacele çekilen fotoğraflar için kusura bakmayın!) 

Beğendiğiniz hamilelik ve sonrası kıyafet şeçimleriniz ve varsa tavsiye edebileceğiniz markaları  paylaşmaktan çekinmeyin!

Herkese iyi geceler. 



Günlük

Mutlu Yıllar Bana!

Pazartesi, Temmuz 13, 2015


Dün benim doğum günümdü! Bu sene yeni yaşımı babamsız ama Devin'li kutlamak nasipmiş.  Malum 18 gün önce doğum yapmış biri olarak aşırı derecede yorgunum. Belinda zaten diş çıkarma sürecinde huysuzluğu da tepesinde. Minik Devin geceleri beni uyutmuyor. Hiç bir şey düzene girmediği gibi düzeni olan şeylerde birer birer yıkılmış durumda fakat doğum günü kutlamaya engel mi? Elbette değil!!!


Cici cici giyindik. Belinda'ya da zorla elbise giydirdik. Anlamadığım Belinda elbise giymekten nefret ediyor. Gerçi kıyafet giymek onun için ölüm -tabi bizim içinde- Televizyonda çizgi film açık. Bu sayede kıyafetiyle duruyor pıtırcık. 




Kenan'ın süpriz doğum günü cupcakeleri benim için güzel bir süprizdi. Her doğum gününde cupcake düşüncesine girer ama dönüp dolaşıp pasta alırdık. Kenan pasta yerine cupcake alarak beni benden aldı!
Gram kilo vermemiş biri olarak - niye anlamadım - bünyeme cupcake yiyerek daha da kalori ekledim.  Yalnız o kadar lezzetliydiler ki! Yum Yum!


İlk tercihim naneli cikolatalı cupcaketi ama sonrasında her birinden birer parca yerken buldum kendimi.


Belinda her zamanki gibi ortamı yaşayamadı. Televizyonda çizgi film izlemeye devam etti. Diş çıkardığı ve son bir kaç aydır yaşadığı toptan değişiklikler için üzerine pek gitmiyoruz, onu hırçın bir çocuk haline getirmemeye çalışıyoruz.


Belinda televizyon kapatıldıktan sonra nihayet bize dahil olabildi. Afrodit gibi masaya uzanıp, meyvelerle oynadı. Üzümleri sayarak bardağına koydu 'van, tuu,triii...'




Devin malum yorgun. Gece uyumadı ya şimdi mışıl mışıl uyuyor!


İkinci süpriz annemden geldi. Çok sevdiğim ev dekorasyon ve kıyafet satan bir dükkandan aldığı baykuş gece lambasına bayıldım! Daha önceden gittiğimde görmüştüm bu lambayı ve beğenmiştim. Şimdi ona güzel bir yer bulmam gerekiyor. 


Evde mini kutlama sonrası dışarı çıktık. Apartman kapısına varışımız kabus doluydu. Belinda ağlıyor,  bağırıyor, arabasına binmek istemiyor -çünkü uykusu geldi. -  Aynı anda Devin ağlıyor hemde deli gibi. O da acıkmış! Bir kaç dakika beynimin döndüğünü hissettim. Neyseki Belinda çubuk krakerle sustu. Devin'i de emzirmeye başladım o da öyle sustu. Üç kişi panik haldeydik resmen.

Fakat öyle böyle çıktık dışarı en sonunda ama o da nesi! Hava bir anda döndü ve yağmur yağmaya başladı. Boş bulduğumuz bir cafe de oturup sıcak içeceklerimizi yudumladık. O gün nane modumdaydım galiba.  Naneli cupcake ten sonra naneli çay canım istedi. 


Havanın durumundan dolayı evin yakınlarına geçmeye karar verdik. Kenan bizden ayrıldı işe gitti. Bizde annem ve iki minnakla birlikte ilk bit pazarını dolaştık. O sırada Belinda daha fazla uykuya dayanamadı ve uyuyakaldı. 

Annemle oturup en sonunda karnımızı doyurduk. Vejeteryan burger yedim. Sebze yedim gibi geldi galiba ama bir dolu kalori aldığım gerçeği değişmedi ha ha ha! 

Bakmayın güldüğüme çok moralim bozuk aslında. Kilo niye vermiyorum hala anlamıyorum. Neredeyse 1 ay olacak ama gram kilo vermedim. Hala vucudum şiş. Umarım ilerleyen günlerde en sonunda kilo verdim diye başlayan yazımla karşınızda olurum. 

O gün o kadar çok soğudu ki hava eve geri döndük. Biraz üşüttük sanırım. Benim vucudum kırgın. Minik Devin'de üşüttü sanırım.  Neyseki şu an her şey yolunda.

Yazıma dün başlayıp bugün sonunu getirebildiğim için kendimi rahatlamış hissediyorum. Malum iki tane 2 yaş altı çocukla ilgileniyor olmak zaten çok yorucu. Aynı zamanda diğer işlerle de ilgileniyor olmak, yorgunluktan geberiyor olsanız da durmamak -duramamak- bir mecburiyet. Her türlü yorgunluğa da değer diyebileceğiniz bir yorgunluk ama. 

33 yaşında evli ve iki çocuklu... Hadi bakalım bana kolay gelsin :)

Günlük

Ailemizin İkinci Minik Üyesi!

Pazar, Temmuz 05, 2015


     Doğuma Gidiş...

39. haftama girmiştim ki, dedim yeni bir hafta için blog yazısı yazma zamanı geldi. Çok yorgun hissettiğimden bir sonraki güne bırakmıştım. Yorgunluğumun en büyük sebebi anlamadığım bir şekilde sabahları erkenden kalkmamdı. İnsan hisseder ya bende hissediyordum sanki doğum yakın diye.


25 haziran sabahı sanırım saat sabahın 5 buçuğuydu. Birden uyandım yine. Kalkıp tuvalete gittim. Nişanım gelmişti! Belinda'da nişanımdan 1 hafta sonra doğum gerçekleştiğinden çokta heyecana kapılmamıştım.  Hafif hafif sancılarım vardı. Gerçi son zamanlar o sancıları çeker olmuştum. Hatta bazen yürüyemiyordum. Yine de hazırlıklı olmam gerektiğini düşündüm. Diyorum ya içime doğuyordu diye! Ne varki Belinda'nında içine doğmuş ki benimle aynı saatte o da uyandı, hatta Kenan da uyandı. Sonradan öğrendim ki annemde uyanmış - gerçi Belinda için uyanmış ama sonra uyuyamamış -


O gün 12:30'da doktor kontrolüm vardı. Banyo yapayım dedim. Zaten uyuyamıyordum da. Banyodan çıktım üstümü giyindim. Sancılarım daha fazlaydı sanki. Dedim biraz yatağa uzanayım daha sonra saçımı yaparım. Yatağa uzandım bir yandan da Kenan'a,  hazırlık yapalım ne olur ne olmaz sancılarım var diyordum. 

Saat 08:30'da suyum geldi. Yataktan nasıl kalktım bilemedim. 'Kenan hazırlanmaya başla, suyum geliyor' dedim. Zaten çoğu şey hazırdı o yüzden toparlanmak zor olmadı ama nedense evden çıkmamız biraz uzun sürdü. 

       
       Hastaneye Varış Ve Doğum Anı...

Saat 10:30 da hastanedeydik. Benim sancılarım artarak devam ediyordu. Zaten takside sancılarımı takip ettiğimde sancılarım düzenli ve 10 dakikada bir geliyordu. 

Hastaneye girdik. Bizi kontrol için bir odaya aldılar ama alış o alış. Hemşire bekledik durduk. Hemşire geldi muayene etti ve doğumun başladığına onay verdikten sonra bizi başka bir odaya aldılar. 3 cm açılmam vardı. Doktor gelecek dediler ama 40 dakika bekledik. Benim sancılar 5 dakikanında altına düşmüştü. Üstelik üstümde kot pantolonum ve kazağım vardı! Resmen patlıyordum onlarla. Acılar arasında o kıyafetler hiç çekilmiyordu doğrusu. En sonunda bize baktılar da üzerime bir şey verin giyecek diyebildim. Üzerimi değiştirdim tekrar NTS ye bağladılar. Sancılarım inanılmaz hızlı bir şekilde artıyordu. O odadan doğum yapacağım odaya alındığımda sancılarım yüzünden hareket dahi edemez olmuştum. Çünkü sancılarım dakikada 1 e düşmüştü! 
Ameliyathane gibi soğuk ve apaydınlık bir odaya alınmadığım için inanılmaz mutluydum. Kendimi o odada inanılmaz huzurlu ve rahat hissediyordum. 


Bize, çok hızlı ilerlediği için şaşırdıklarını söylüyorlardı ama ben Belinda'da da aynı şeyi yaşamıştım. O yüzden şaşırmıyordum. Saat 12 gibi açılmamın tamamlandığını ve doğumun başladığını söylediklerinde kendimi inanılmaz yorgun hissediyordum. Günlerden beri doğru dürüst uyuyamamıştım ve uyanık olduğum zamanlarda ise sürekli koşuşturup durmuştum. Doğum sabahı da kahvaltı yapamamış, bir tane elmalı tart alıp yemiştim. Ebe bana bir şeyler yemelisin hadi gözlerini aç desede, benim inanılmaz uykum gelmiş ayrıca çok kötü bir reflu tutmuş, canım kesinlikle bir şey yemek istemiyor, sürekli hayır yemeyeceğim diyip duruyordum. Ebe baktı gördü ki yemiyorum enerji versin diye bana glukoz içirdi. Geldi mi enerji pek değil. 



Artık Kenan'a dönüp şunu dedim. 'Kenan yapamayacağım, çok yorgunum. Kesi filan atsınlar öyle çabuk doğar' Ebe ne dedi buna dersiniz.  Kocaman bir hayır. O kadar bitkindim ki gözlerimi kapadım resmen uyuyacaktım. Fakat bir anda ağzıma muz tıkılmaya başladı. Ben tabi çiğneyip doğru dürüst yutamıyorum bile. Ebe gülüyordu, sanırım Kenan'da gülüyordu. Ben istemiyorum desemde o muzlar ağzıma giriyordu. Ebe iyi cesaretlendiriyordu aslında fakat umursamaz bir ben vardı karşısında. Beni bir ara ayağa kaldırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Bacaklarım o kadar güçsüz ve ben o kadar yorgundum ki kendimi taşıyamıyordum. Fakat nasıl ne şekilde oldu bilmiyorum ama muz mu etkili oldu glukoz mu etkisini gösterdi yoksa her ikisi mi bilmem, doğuma yeniden konsantre olup doğumu gerçekleştirmeyi başardım! 

Doğum çok uzun sürdü haliyle. 12' de başlayıp  14:17'de son buldu! Ebe sürekli çok güçlü olduğumdan bahsedip durdu. Hiç bir uyuşturucu almadan işi bitirmiştim. Bunun için çok mutluydum. Malum anesteziye karşı alerjim var ve ameliyatlardan da çok korkuyorum.  

Belinda'nın doğumunda hissetmediğim, fakat doğum sırasında o meşhur ıkınma hissini yaşadım bu doğumda. O his olmadan doğum yapmak ve o hisle doğum yapmak arasında inanılmaz bir fark varmış bunu da tecrübe edinmiş oldum. 

    Kızımla İlk Karşılaşmamız...

Doğar doğmaz kucağımda yerini bulan minik kızımın yüzüne baktığım anda ilk Belinda'ya ne kadar çok benzediğini fark ettim.  O kadar güzel ve tatlıydı ki! Tüm yorgunluğum bir anda gitmiş, mutluluktan havalarda uçuyor ve herhangi bir problem yaşamadan hem kızımın hem de benim doğumdan kurtulabildiğimiz için inanılmaz rahatlamıştım. Ne yalan söyleyeyim. Doğum olayı öyle ya da böyle beni çok korkutan bir şey aslında. Ya bana bir şey olursa ya bebeğime bir şey olursa ya da ikimize birden bir şey olursa diye kötü düşüncelere dalıp gitmiştim. Hatta Kenan'a eğer olurda ölürsem en azından güzel bir yerdeler gözüm arkada kalmayacak bile dedim evet! Baya baya triplere girmişim şu an bunun farkına varıyorum.

Türkiye'deki gibi doğum sonrası yapılan şeylere müdahale etmek gibi bir durumumuz olmadı çünkü istediğimiz gibi gelişiyordu herşey. Hatırlıyorum da Belinda'nın kordonunu hemen keseceklerdi de biz durdurmuştuk. Buna baya şaşırmışlardı ama bunu yapmaya mecburduk işte.

Kızım doğar doğmaz kucağıma verildi. Ten teması çok önemli dendi ki bunu biliyorduk. Kucağımda öyle dakikalarca kaldı. Kordonu kesilmedi o sırada ki bu bizim için önemliydi zaten. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama 5 dakikadan fazlaydı. Daha sonra göbek kordonunu kesmek için yanıma geldiler. Kordonu da kızımın babası kesti hep istediğim gibi! Kızımı giydirmediler hatta ölçüp biçmek için almadılar hemen. Belinda da yaşamak istediğim ama yaşayamadığım tüm detayları bu sefer yaşıyordum ki böylesi inanılmaz huzurlu ve güzeldi.  Hatırlamıyorum yine ne kadar o şekilde kaldık ama baya baya uzundu. Daha sonra boyu ve kilosu ölçüldü. 

Kızım 3 kilo 490 gr çıktı. Boyu 50 cm ölçüldü ama eve geldiğimizde boyunun 50 cm den fazla olduğuna inanan ben - 56cmlik kıyafetler hafif küçük bile geliyordu-  tekrar ölçtüm ve rahat 52 cm çıktı. Kamerada baktığımda hemşire çokta iyi ölçememiş gibi duruyordu. Benzer bir durum Belinda'nın doğum kilosunda yaşanmıştı. Kayıtlara 2.790 yazılmıştı fakat kamerada izlerken fark ettik ki Belinda 2.970 miş meğersem :) Durum bu olunca Belinda'nın yeni doğan kıyafetleri hiç bir işimize yaramadı. Belinda'nın hiç bir kıyafeti işimize yaramayacak orası kesin. 

Uzun bir zaman geçmişti ki bizi kalacağımız odaya götürmek için başka bir yatağa aldılar. Kızım hala giyinik değildi ve ten temasına devam ediyorduk. Odamıza alındığımızda ten temasına devam ettik hatta akşam 7'ye kadar bu şekilde devam etti. En son isyan ettim çünkü tuvalete gidicem gidemiyordum ha ha ha! E bir yandan da kızım hasta olcak diye korkmaya başladım. Hapşırıp duruyordu zavallım. 


       Doğumun Ardından...

Bir bebeğimiz olmuştu ve adı hala belli değildi. İsmini soruyorlar ve biz karar vermedik diyip duruyoruduk. Aklımızda bazı seçenekler vardı ama içimize tam sinen bir şey olmadı olamadı işte. Bizde soy ismimizi söylüyor doğum belgesinden dolayı da internetten hızlı hızlı isim bulmaya çalışıyorduk ama bir türlü bulamıyorduk! 

Hastanede kaldığımız süre içerisinde çok sakin günler geçirdik. En sonunda kızımızın ismine karar verdik. Film izledik. Gece beslemeleri için uyanıp durdum. Sadece kendi bebeğimin ağlamasına değil hastanedeki tüm bebeklerin sesine uyanıp durdum. Yan odamızdaki bebek sürekli ama sürekli ağlıyordu. Kenan'la birbirimize bakıp 'Aynı Bedida! ' dedik. 



Hastanede 3 gün kaldık. 3 gün kalmak zorundaymışsın.  Çok rahat ettik her şey güzeldi hatta hastanenin yeni doğan fotoğrafçısından bile yararlandık ama tek eksiğim Belinda'ydı. Onu o kadar çok özledim ki! Gelip gitti sürekli ama elinde telefonla kaldı sadece odada. Ne olduğunu anlamadığı gibi sanki bu onun için bize karşı tutunduğu bir tavırdı. Telefonda çizgi film izleyip hiç bir şeyle ilgili olmamak... 


Belinda'dan sonra minik kızımız bize inanılmaz sakin geldi. Sadece açıktığında uyanıyor ve ağlıyordu. Aksi olsa ne yapardım ki zaten! Bitmiştik!!

   Eve Dönüş...

Bize tavır takınan Belinda eve döndüğümüzde adeta sevinçten çılgına döndü. Artık onu bıraktık mı zannetti ne zannetiyse yeniden birlikteyiz diye tüm o tavır takınmalar geçti. 

Ben eve döndük diye çok mutluydum zaten. Belinda ile birlikte olmak ayrı bir mutluluktu. 


       Belinda...

Belinda ilk kardeşini tekmelemeye çalıştı. Aslında yanına yaklaştırılınca bunu yaptı. Bir nevi istemiyorum demenin bir yoluydu onun için. Biz eve geldikten sonra ilgisi arttı. Hani bizimle birlikte artık diye sanırım. Ama yine temkinliydi. Çok yanaşmak istemiyor ama merakta ediyordu. Özellikle de bizim kucağımızdayken bir anda o da kucağımıza atlamak istiyordu. Hala ona zarar verebileceğinin farkında değil. Oyuncak olmadığının farkında ama. Ağladığında o da üzülüyor ve 'ağlıyo bebek diyor' Aslında aklı daha da erse onu çok seveceğini düşünüyorum. Biraz da büyüse güzel arkadaş olacaklarına inanıyorum. Biz elimizden geldiğince - ki geliyor - Belinda'ya aynı ilgi ve alakayı gösteriyor eskisinden farklı hiç bir şey yapmıyoruz. Bebeğe alıştırmak için zorlamıyoruz ve istediği ölçüde onu bebeğin bakımına dahil ediyoruz. Gerçi çokta bakımıyla ilgili değil. En son geldiğmiz nokta kardeşinin elini sevmesi ve incelemesiydi. 




   Ben...

Dikişlerimin ağrısı bir kaç gündür yok ve iyileşme sürecinde. İşin tuhaf kısmı doğumdan sonra eve gelip tartıldığımda doğuma gittiğim kilo ile aynı çıkmamdı. Bir 5 kilo vermiş olduğumu düşünüyordum ama düşünmekle yetindim. Doğumun ardından 10 gün geçmiş olmasına rağmen verebildiğim kilo sadece 4! İnanılmaz moralim bozuk tabi. Doğum anına kadar hiç bir yerim şişmemişti ama doğumdan sonra vücudum inanılmaz ödem yaptı. Elim, ayağım, yüzüm, bacaklarım şişmişti. Elimden yüzüğümü çıkaramadım bile! 

Gece terlemelerim doğumdan sonraki gün başladı. Zaten terlemelerim sayesinde ödemimi yavaş yavaş atmaya başladım. 

Lohusalık depresyonuna hiç girmedim - gerçi yolun daha başındayım - Eve kendimi kapamadım. Parka gittim, ufak yürüyüşler yaptım... Aynı şeyi Belinda'da da yapmıştım ve hiç depresyona girmemiştim. 

Emzirmede hiç sorun yaşamadım. Anne-kız olarak bu aşamadan başarıyla çıktık. Bu sayede göğüs ucu kremimi kullanmak zorunda da kalmadım.

Aşağı yukarı herşey yolunda. Sadece göbek deliği dışarıda ve beni biraz tedirgin ediyor. Şimdilik takipteyiz bakalım umarım düzelir. Belinda'ya kıyasla kolay bir bebek.  Umarım değişmez aksi halde Belinda'yı idare edebilmemiz imkansız. Malum yemek yemeyen, yerinde 1 saniye bile durmayan, ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen inanılmaz yorucu ve zor bir kızım var :) Anne karnında belli oluyor sanırım. Belinda karnımda da durmazdı ha ha ha!

  Son Olarak...

Artık dört kişilik bir aile olmuştuk ve ben hala buna inanamıyorum. İkisi de biraz daha büyüdüğünde mesela Belinda konuşmaya başladığında ve kardeşininde karakterinin iyice ortaya çıktığında, birbirleriyle oynadıklarında, okula gittiklerinde... her bir aşamalarında bambaşka duygular yaşayacağım bunu biliyorum. Çok şanslıyım ki dünya tatlısı ve bir o kadar da güzel iki kızım oldu! Başka bir tane daha ister miyim; Hayır. Bundan sonra onları büyütmek, kendimi büyütmek, kariyerimi geliştirmek, ailemin mutluluğu için fedakarlıklar yaparak aynı zamanda kendimi mutlu etmek içinde fedakarlıklar yaparak ömrümü geçireceğim. 

Eşimi ve iki kızımı sonsuz seviyorum...

En başından beri çok merak edilen isim konusuna gelirsek eğer minik kızımızın adı Devin Eda İbar.
25.06.2015 tarihinde saat  14:17 'de dünyaya geldi.  3.490 gr - 50 cm (52 cm). 



Hepinize iyi geceler ve sonsuz sevgiler...

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts