Zor Günler...

Pazartesi, Aralık 30, 2013

Yine uzun zaman oldu yazmayalı... Eğer kolik bir bebeğiniz varsa bırakın bloga bir şeyler karalamayı su içecek, tuvalete gidecek, yemek yiyecek vaktiniz olmuyor ne yazık ki.

Kısa süreli iyileşmemizin ardından ne olduysa sancılarımız geri döndü.Belinda'nın inanılmaz acı veren sancıları her geçen gün artarken, gündüz uykuları, ardından da gece uykuları gitmişti. Acısından karnını zor doyurduğundan kilo kaybetti, halsizleşti. Sürekli ağlıyordu (24 saat abartmıyorum) Gözlerinden boncuk boncuk gözyaşları akıyordu. Sesi bile kısılmıştı artık.  Durum böyle olunca ne biz ne de o doğru dürüst bir gün bile  geçiremedik. Ağlamaları o kadar yoğun ve şiddetliydi ki. Bize kurtarın beni dercesine bakıyordu. Bir çok şey deniyorduk hatta herşeyi sırasıyla tek tek deniyorduk. Banyo, masaj, rezene çayı, gaz ile ilgili şuruplar, krem, saç kurutma makinası, sıcak su torbası, yağmur sesi, sallama, yürüme... Bütün bunlar ve daha fazlası kısa süreli etki ediyordu ama onun sorununu tam olarak çözmüyordu. Biz zaten yürüyen cesettik. Uykusuzluk, açlık, susuzluk üstüne bir de banyo yapamamak eklenince zaten bir de 24 saat boyunca ağlayan huzursuz bir bebeğiniz var, inanın sinirleriniz inanılmaz geriliyor. Hatta arada bir kendimden korktum çocuğa ters bir şey yapar mıyım diye...

Eşim zaten çalışmayı bırakmak zorunda kaldı. Tek başına hatta iki kişi bile yetmiyordu. Bir ara annemlere gittiğimde tüm ev ahalisi olarak bir çocuğa yetemiyorduk bile düşünün. Dört beş kişi pert olmuş bir şekilde zaten zar zor uyuttuğumuz kızımız 10-15 dk sonra uyanarak herşeyi sil baştan tekrarlamamıza neden oluyordu. 'Aha uyandı çocuk' 'Nasıl ya yinemi' diyerek dışarda mı uyursak, sallasak mı, banyo yaptıralım rahatlar belki, napsak Amerikada'ki ilacı mı getirtsek diyerek çaresiz gözlerle birbirimizi yokluyorduk.

Doktor doktor geziyorduk bir yandan da. Hatta o kadar çok gezdik ki. En son artık doktor moktor yok çocuk perişan oldu dedik. Cidden ne o öyle. Zaten zorla uyutulan çocuğu uyandır, soy ki iki ellesinler diye. Boyuna bak kilosuna bak. Geçen gün tartılıp ölçülen çocuğu ne demeye tekrar tartıp ölçerlerki. Ne gerek varsa. Uykularının 30 dk yı geçmemesinin en büyük sebebinin gerekli gereksiz çocuğu uykusundan uyandırmaları diye düşünüyorum. En başından beri zaman tuttuğumdan biliyorum bunu. Çocuk en fazla 30 dk içerisinde uykusundan uyandırılıyordu çünkü!

Yeter artık dedik ve çareyi yine kendimizde bulduk. Sürekli internette sorunumuza çare aradığımızdan bir çok bilgi edinmiştik. Doktorlardan çözüm bulamayınca ve kızımın acı içerisinde olmasına daha fazla dayanamayınca o zamana kadar hangi durumu hangi zamanlarda meydana geliyor iyice bir analiz ettim. İnek sütü alerjisi ( bu alerji mevzularını ve doktor maceralarımızı ayrıca yazıcam) ihtimalini göz önüne alarak gittim eczaneden Neocate mama aldım. ( mama 90.5 tl!)

Sonuç muhteşem. Arada ufak tefek minicik sancılar oluyor (normal değilse de normal geliyor bana eskisini düşününce) Artık daha mutlu ve gelişimi ciddi anlamda güzelleşti. Çok kısa sürede verdiği kiloları geri alıp üstüne daha da kilo alınca, yusyuvarlak topicik bir şey oldu. Doktor kontrolumüzde de tartı bizi doğrulamış oldu. O ayı kılpayı sınırda kilo alımı yaparak kapattık. Düzelsin de yaparız diye beklettiğim 2. ay aşılarını da yaptırttık. ( O haldeyken vücudunun virüslerle savaşamayacağına inandım ve ısrarla yaptırmadım, bekledim)

Uykularını hala uzatamadık. Şu an 40-50 dk uyuyabiliyor en fazla. Eskiden uykusundan uyandıramadığım zamanları hatırlayınca vay be diyorum, o zamanlar gerçek miydi?

Şimdi aklıma geldi de kolik ikiz bebek sahibi bir kadının yazılarını okumuştum. Bildiğiniz cehennemin iki katını yaşıyorlar. Kolik bebek bakmak çok zor ama öyle yalandan zorluk değil ciddi bir anlamda zor. Hele birden fazla kolik bebeğe bakmak tımaranelik olsa gerek. Yaşamayan anlayamaz gerçekten...

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts