İnanamıyorum! Bugün ilk anneler günümdü! Garip ama muhteşem bir duygu! Hala inanamıyorum. Sanırım Belinda büyüyüp kocaman bir kız olduğunda da inanamamaya devam edeceğim.
Dolu dolu, muhteşem bir gün geçirdim. Sabah beni çiçeklerle karşılayan Kenan ve Belinda eşliğinde uyandım! Aslında uyanmıştım ama Kenan bana 'yatağa yat uyuyormuş gibi yap biz geliyoruz' deyince bende geri yattım. İnanılmaz tatlı iki kart iliştirilmiş, muhteşem güllerimi aldım. Şaşırdım beklemiyordum. İkinci şaşkınlığım ilk kalktığımdaydı. Son zamanlarda güne Belinda'nın ağlamalarıyla kalkardım. Bugün hiç sesini duymadım. Yataktan aniden fırladım bu çocuk niye ağlamadı diye. Saate baktım saat 11 e geliyor! Odadan çıktığımda Belinda mutlu mesut oyun oynuyor, Kenan da ona yemeğini hazırlıyor. Dedim ne oluyor böyle. Anneler gününe özel Belinda'ya birşeyler mi oldu! Meğersem patlamayan diğer dişi de patlamış, böylece sıkıntı dolu, ağlamaklı, huzursuz günler geride kalmıştı! ( en azından ben öyle umuyorum) Bu habere nasıl mutlu oldum bilemezsiniz.
Belinda'nın durumundan dolayı annemle bir plan yapmayı bir türlü beceremedik. Başlarda geçen seneki anneler gününde, ben Belinda'ya hamileyken gittiğimiz, o muhteşem göl kıyısına gitmek istemiştim. Belinda karnımdayken ve Belinda kucağımdayken iki fotoğaf olsun istedim elimde. Fakat hava şartları ve diş sürecimiz yüzünden vazgeçmiştik. Onu mu yapsak bunu mu yapsak derken, herşeyi oluruna bırakmayı tercih ettik.
Nişantaşı'na gidip akşam yemeğimizi yiyip, hemen ordan aldığımız tatlının üstüne evden getirdiğim mum ve çakmağı kullanarak (eşime tek süprizim onlar oldu ) doğum günü moduna saniyede geçip, aynı hızda uzaklaşmamız (Belinda huysuz çünkü) ardından birer kadeh içki içelim diye çabuk çabuk mekan değiştirip, hızlı hızlı içkimizi yudumlayıp, aynı hızda fotoğraf çekilip (O sırada Belinda huysuzlukta sınırlarını zorluyor çünkü) ardından yine hızlı hızlı süpermarkete girip, Belinda'nın avokadolarını alıp, eve taksiye dönecekken ' Ne de güzel hava! Hem Belinda'da uyudu uyuyacak, hadi eve yürüyelim' dedik. Başta akşam uykusundan uyanırsa bir daha uyumazsa diye Belinda için endişelendim çünkü hiç onun uyku saatinde dışarıda olmamıştık. Ayrıca eşim grip olmak üzereydi ve eve yürümesi ne kadar akıllıca bilemedim fakat mevcut trafiği düşünce yürümeye karar verdik. İyikide yürümüşüz. Genelde yorgunluktan şöyle rahat rahat muhabbet etme fırsatımız pek olmamıştı ama o yol boyunca güle oynaya dertlerimizden uzak, uzun uzun muhabbet ettik. Belinda eve yaklaştığımızda uyanmıştı bile (bu çocuk sokakta hiç uyumuyor!) Hemen altını, üstünü değiştirip paketledik yatağa kendisini. Herşey bittiğinde ise yüzümüzde gülümseme vardı. Çok garip bir gerçek vardı ki uzun zamandır birlikte böylesine vakit geçirmemiştik. Şu minicik, normalde beğenmeyeceğimiz bir doğum gününe bile karı-koca hayran kaldık. Belinda ciddi bir oranda hayatımız olmuş haberimiz yok!