32'ye Merhaba!

Cuma, Temmuz 18, 2014

Doğum günümün üzerinden 6 gün geçti gerçi ve ben anca yazacak zaman ve enerji buldum kendimde. Havaların sıcak olmasından ve inanılmaz sıkıldığımız için haftasonu için şehir dışına çıkma kararı aldık. Ben kara kara düşünmeye başladım. Belinda diş çıkarıyor yine ve inanılmaz huysuz. Neden bilmiyorum ama bu dişleri diğerlerinden daha farklı rahatsız ediyor onu. Ağrı kesici ve diş jelide pek bir şey değiştirmiyor. O yüzden onu sakinleştirmek hayli zor.  Özellikle de uyku zamanlarında ve araba yolculuğunda.

İlk valiz hazırlığı heyecanı aldı beni. Kendi eşyalarımı hazırlamam 10-15 dakikamı aldı ama Belinda'nınki saatlerce sürdü. Uzun sürmesinin sebebi ise kararsızlığımdı aslında. Kıyafetleri neysede yemek olayı çok zordu. Kahvaltılıkları, tavası, maması, biberonu derken inanılmaz eşya birikti. E tabi termos, kettle, bulaşık süngeri, bulaşık deterjanının yanı sıra banyo gereçleri, tabağı çanağı, alıştırma bardağı, oyuncakları, kuzusu... Biraz daha yazarsam liste gibi olacak. Neyse anladınız işte. Bebek, bir ton ıvır zıvırı var. 

Uzun yolculuk ( aslında 1 saat bile sürmedi ) olacağından Belinda'yı oyalayacak yeni bir oyuncak almak için apar topar dışarı attım kendimi. Valizimizde yoktu  o yüzden valizde aldım ama halim perişan. Diş çıkaran bir bebek, yoğun bir sıcak, milyon tane halletmem gereken bir yapacaklar listesiyle ileri geri koşuşturdum. 

Belinda oyuncak seçimini fisher price'ın cüzdanından yana yaptı ve bende o onla oyalanırken Belinda için ne olur ne olmaz diye hipp stoğu yaptım. Eline de bir tane bisküvi verip hızlıca Tchiboya gidip aynı hızla bir valiz alıp çıktım. Belinda huysuz, gün içerisinde uyuyamadığı için çok uykusu var ve uykusuzluk başına vurmuş halde. Dişleri inanılmaz kaşınmasına rağmen hiç bir diş kaşıyıcını da kabul etmiyor nedense. Bende artık ona ne vereceğimi şaşırmış durumdayken Kenan geldi nihayet. Belinda'yı benden devir aldı ve bende hızlıca manikürcü pedikürcü arayışına girdim. Neden bilyorum ama ne zaman manikürcü arasam hep manikürcülerin tatil gününe denk geliyorum. Neyseki arayışım bu sefer kısa sürdü. Manikürcüm 15 yaşında ve acemiydi ama hiç yoktan elim ayağım şekil değiştirdi. Ödeme esnasında kart geçmeyince eve gittim para aldım üstünü de bankamatik yollarında perişan olup, parayı çekip geri gittim. Neden herşeyim dolanbaçlı oluyor anlamıyorum. Bütün bunları yaparken kafamda yapacaklar listem var ve bir yandan da nasıl yetiştirceğimi düşünüyorum. O kadar yorgundum ki yapmak istediğim tek şey yan gelip yatmaktı aslında ama o gece saat sabahın 3'üydü bunu yaptığımda.

Eve gittiğimde Belinda çığlık çığlığa ağlıyor. Diş jeli sürüyoruz filan hikaye. Zaten yatağının kenarını komple kemirerek kazımış durumda. Yataktan aldığımda yüzü gözü boya parçaları ama ne versem vereyim eline, illede yatağının kenarında o dişleri kaşıyor. Haliyle Belinda'yı sakinleştirmek ve onu uykuya daldırmak uzun sürdü. Ufak tefek bir şeyler atıştırdıktan sonra - nihayet! - işlerimin başına geçebildim. Valizleri tam anlamıyla hazırlanıp, banyo yapmam sabahın 3'ünü buldu. Tam oh bitti uykuuu!! derken bilin bakalım ne oldu. Belinda ağlayarak uyandı. Uyku haram ( bu arada Kenan horul horul uyuyor). Kalktım yanına gittim. Salya sümük acı içerisinde ağlıyor zavallım. Kucağıma aldım, sakinleştirdim, yatağına yatırdım derken uyuyacak sandım ki hayır. Ben kapıya doğru bir adım attığım anda ağlayarak ayağa kalkıyor. Geri dönüyorum başında duruyorum, yatıp uykuya geçiyor. Bu bir kaç kez tekrar edince ve inanılmaz yorgun olduğum için yanımıza da almak istemediğimden tek çarem odasında uyumaktı. Tabi yatak vb bir şey yok. Yerde! uyudum hemde ne altımda ne üstümde ne de kafamın altında hiç bir şey olmaksızın. Belinda bir kaç kez beni hala odadamıyım diye kontrol ettikten sonra uyudu ama ben dondum. Banyoda yapmıştım. Zaten sabah 1 saatlik uyku uymuş ve burnumu çekerek uyandım. Ayrıca her yerimde ağrıyordu. İnanılmaz üşümüştüm. Yatağıma  ve pikenin altına nasıl koşturdum anlatamam. Kenan hiç bir şeyin farkında değil tabi. Odasında mı uyudun? Yerde? diye şaşkın şaşkın bana soruyor.

Yorgun, uykusuz, aç ve titrek bir şekilde annemlerin gelmesini bekledik. Belinda hala huysuz fakat araba koltuğunu görünce inanılmaz mutlu oldu ve başladı hadi hadi diyip ağlamaya. Bir ton eşyayı indirdik aşağıya. Annemle babam geldi ve nihayet yolculuğumuz başlamış oldu. Belinda yolculuk boyunca huysuzluğuna devam etti fakat yeni oyuncağı sayesinde onu oyalayabildim. Gideceğimiz yerin yakın olması beni bir kez daha sevindirdi. Geçen sene ben hamileykende oraya gitmiştik. Sakin sessiz bir yer ayrıca köpek kabul ettiklerinden Köpüş'ü götürebiliyorduk. Köpüş bizden biri olmayınca yemek yemiyor ve hastalanıyor. O yüzden biz nereye Köpüş oraya.

12'si yani doğum günümde kalacağımız yere vardık ve vardığımız anda aksilikler başladı. Neden bilmiyorum ama doğum günüm bu sene bir tuhaf geçti. İlki valizleri bagajdan çıkarırken oldu. Babam  parmağımı valizin kenarına sıkıştırdı. Acıdı of puf diye diye odaya vardım. Odaya vebek yatağını getiriyorlardı ki Belinda'ya yeni aldığım oyuncak kutusuna, yatağı taşıyan adam bastı ve kapağı kırıldı. Ona da sinir oldum. Üstelik Türkiye'de satılmadığından dolayı yeniden alamayacaktım. Hadi dedim sinir olmiyim hop o da ne. Kenan ayağıma bastı. Gerçekten anlamıyordum arka arkaya yaşıyordum herşeyi. E tabi birde bunun sabahı vardı. Belinda diş yüzünden kudurdu ben yerde yattım, üşüttüm, her yerim ağrıyordu, açtım... Hepsinin doğum günüme denk gelmesi sinir bozucuydu. Bir şeyler daha olmuştu ama şu an hatırlamıyorum. Sonuçta öyle ya da böyle doğum günümü atlattık.

Neyseki pide pide diye 1 senedir sayıkladığım pideci ordaydı. Afiyetle pidemi yedim. Ardından portakallı Tirileçe tatlımın üzerine Kenan'ın bir koşu gidip aldığı mumu da koyup yakınca, al sana doğum günü pastası. Mumu üfledim ama dilek dilemeyi unuttum. Bir daha yakıp tekrar üfledim. Çok tuhaf şu an ne diledim onu bile hatırlamıyorum. Hatırlamamak en iyisi sanırım. Genelde hatırlamadıkların oluyor.

O akşam Belinda huysuzluğa devam etti. Gece uyumadı ve sürekli ağladı. Normalde hiç yapmayacağımız bir şeyi yaptık ve yatağımıza aldık. Zaten aynı odada yatıyorduk o yüzden çok sorun olacağını düşünmedim doğrusu. Zaten yorgundum Belinda'nın aramızda yatmasıyla doğru düzgün yine uyuyamadım. Sürekli kıpır kıpır. Yatakta dönüp duruyor. Bide dokunmayacakmış kimse ona. Kıyıya yanaşa yanaşa yataktan düşcektim resmen. Ah Belinda ah!

Sonuç olarak öyle böyle 32'ye girdim mi, girdim. Ne değişti? Hiç bir şey! Söylerken bile yabancılık çektiğim bu iki rakamı zaten hissetmem mümkün değil! Kendimi kaç yaşında hissediyorum diye sorduğumda kendime net bir rakam veremiyorum ama 32 kesinlikle değil!


You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts