Günlük

Cadılar Bayramı - Halloween!

Cumartesi, Ekim 31, 2015


Cadılar bayramı için hazırlık yapmak ve yapmamak arasında kararsız kaldım. Açıkçası Berlin'de cadılar bayramı nasıl kutlanır en ufak bir fikrim olmadığından nasıl bir hazırlık yapacağımı da bilemedim. İlk hayvanat bahçesinde çocuklar için düzenlenen cadılar partisine gitmeyi düşünsekte, Belinda'nın korkup korkmayacağından emin olamadığımdan bu sene için bu planı es geçip önümüzdeki seneye ertelemeye karar verdik. Bu yüzden de Belinda'ya cadılar bayramı kostümü almaktan da vazgeçtim.

Cadılar bayramı günü sabahı evimizin yakınlarında gezmeye karar verdik. Hava şaşırtacak derecede güzeldi! Son anda hatırladığım, Belinda daha doğmadan İkea'dan aldığım arı kostümünü hatırladım ve Belinda'ya giydirmeye kalkıştım ama Belinda kesinlikle giymeyi kabul etmedi. O yüzden Belinda kostümsüz ama Devin Peluş montuyla kostümlü gibi oldu. Gelen geçen Devin'e kostüm giydirdiğimizi sanmış olmalı ki, bakıp bakıp ona güldüler. Ha ha ha! Devin zaten güleç bir bebek. O da bakıp bakıp etrafına gülüp durdu.  


Devin'i ve Belinda'yı uyutmak için sokaklarda dolaşarak bir tur attık. Ardından karnımızı doyurmak için yeni keşfettiğimiz güzel bir Vietnam restoranına oturduk.  Yemekler muhteşemdi ama ben içtiğim Vietnam usulu kahvemi çok ağır ve acı buldum. 


İki kurabiyemizin uyanmasının ardından ilk karınlarını doyurup ardından da Belinda'nın biraz oynaması için onu parka götürdük. 


Eylül ayı en sevdiğim aydır. Şehrin sarıya bürünmesi görsel bir şölen. Berlin'nin ağaç yönünden zengin olması o görsel şöleni doyasıya insana yaşatmış oluyor.  Nereye baksam etrafımda muhteşem bir manzara görüyorum. Fakat doyasıya bunu fotoğraflamam iki çocukla imkansız oluyor. Hiç yoktan üç beş fotoğraf çekmek bile bana haz verdi desem yalan olmaz ama yeterli oluyor mu aslaaa!




Belinda'yı biraz parkta oynasın diye götürsekte o oynamak yerine yanımızda olmayı tercih etti ve bir süre sonra 'bay bay park, bay bay ağaçlar ' deyince bizde parktan ayrıldık. 

Doğum günümde keşfettiğimiz ve muhteşem cupcakeleri olan Cupcake dükkanına gittik. Konsepte uygun bir çok cupcake arasından ben vejeteryan olanını Kenan'da yabanmersinli olanını tercih etti. Belinda meraklı olsa da cupcake yemediğinden ona bir şey almadık. 






Kısa bir tur, muhteşem yemekler ve leziz cupcakelerimizin ardından evin yolunu tuttuk. 
Her zamanki gibi iki kurabiyemizin keyfine göre hareket ettik ve onlar çıldırmadan da eve dönmüş olmanın rahatlığı ve huzuru içinde günümüzü tamamlamış olduk. Ben şimdiden önümüzdeki sene için heyecanlanmaya başladım bile!

 Sizi bilmem ama çocukları ve büyükleri yaratıcılığa iten, eğlenceli her türlü aktiviteyi çok seviyorum. Cadılar bayramı da bunlardan biri! Bu sene pek yanından geçemedik ama yine de etrafta kostümleriyle dolaşan çocukları izlemek ve görmek güzeldi.

Herkese Sevgiler!

Tarifler

Cadılar Bayramı Özel : Çikolatalı Portakallı Örümcek Cupcake!

Perşembe, Ekim 22, 2015



Herkese merhaba! Bu sefer bir cupcake tarifiyle karşınızdayım. Belinda bu sıralar örümceklere karşı inanılmaz bir ilgi duyduğundan Annabel Karmel'in Örümcek cupcakini gördüğüm anda seçimim kolay oldu. Cupcake inanılmaz lezzetli ve görüntü olarakta inanılmaz güzel! Cadılar bayramı için çocuklara veya konsept partiler için güzel bir seçim.  Tarife gelirsek. Benim tarif kitaplarımda kullanılan ölçü birimleri cup, gr, oz, ve çay kaşığı, yemek kaşığı şeklinde olduğundan English Home'dan aldığım cup ölçü seti ve pasta malzemeleri satan bir dükkandan aldığım kaşık ölçü setim çok işime yarıyor. Ayrıca aldığım mutfak tartısını hem gr hem de oz ölçü birimi var ve hangi tarif olursa olsun gr dan oz a çevirip hesap yapmam gerekmiyor! Eğer meraklı iseniz ve sık sık bu birimlerden oluşan tariflerden yapmak niyetindeyseniz kendinize böyle bir set oluşturmanızı tavsiye ederim. Evdeki kaşıkları kullanmama sebebim ise tüm kaşıkların farklı boyutlarda olması ve ne kadar koymam gerektiği konusunda bir türlü emin olmamam geliyor.  Aynı şey bardaklar içinde geçerli tabi! Ha ha ha! Herneyse gelelim tarife!

Çikolatalı Portakallı Örümcek Cupcake Malzemeleri

  • 125 gr Tereyağı
  • 125 gr Kahverengi Şeker (tarifte Golden Caster Sugar diyor ama ben kahverengi şekeri öğütüp toz haline getirdim)
  • 110 gr Un
  • 2 1/2 Yemek Kaşığı  Kakao Tozu
  • 2 Yumurta, az çırpılmış
  • 1 Portakal Kabuğu Rendesi
  • 50 gr Damla Çikolata
  • 5 Yemek Kaşığı Çikolatalı Icing (tarifi ve hazırlanışı aşağıda)
  • Çikolatalı Pasta Süsü 
  • 50 gr Bitter Çikolata (en az %80 kakao içermeli)
  • 4 Paket Çikolatalı Çubuk
  • Haribo Lastik Şeker - Licorice Allsorts  (gözler İçin)


Çikolatalı Icing 'in hazırını bulamadım. İnternetten bulduğum bir tarfiten yaptim ve inanılmaz lezzetliydi! 

Çikolatalı Icing Malzemeleri 

  • 50 gr Bitter Çikolata (en az %80 kakao içermeli)
  • 100 gr Tuzsuz Tereyağı, yumuşak halde 
  • 200 gr Pudra Şekeri
  • 1 Çay Kaşığı Vanilya Özütü
  • Süt 

Çikolatalı İcing Tarifi




  1. Çikolatayı eritiyoruz. 
  2. Tereyağını  yumuşayana kadar çırpıyoruz, ardından pudra şekerini ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. Güzelce birbirlerine karıştıktan sonra vanilya özütünü ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. 
  3. Erimiş çikolatamızı karışımımıza ilave edip karıştırıyoruz (çikolatayı oda sıcaklığına getirip).  Eğer çok katı kıvamda ise biraz süt ekleyip inceltiyoruz. Ben gerek duymamıştım ve bu yüzden süt eklemedim. 
  4. Hazırladığımız bu karışımı bir kaba koyup üzerini kapatıp buzdolabına koyuyoruz.

Çikolatalı Portakallı Örümcek Cupcake Tarifi



  1. Fırınınızı önceden ısıtın 160C Fan / 180C
  2. Tereyağını ve şekeri yumuşak ve kremamsı hale gelene kadar çırpalım.
  3. Ayrı bir kapta unu ve kakaoyu iyice karıştıralım. 
  4. Tereyağı ve şeker karışımına az çırpılmış yumurtaları azar azar ekleyip karıştıralım.
  5. Yumurtalardan sonra ise bir yemek kaşığı unlu karışımdan ekleyip karıştırmaya devam edelim. 
  6. Karışıma Portakal kabuğu rendesini ilave edip karıştıralım.
  7. Geri kalan tüm un kakao karışımını ilave edip birbirleriyle iyice karışana kadar karıştırmaya devam edelim.
  8. En son olarak damla çikolataları da ekleyip son kez karıştıralım.


 Muffin tepsisinin içine muffin kağıtlarımızı yerleştirelim. Ben siyah muffin kağıdı kullandım.Muffin kağıtlarının içine  2/3 oranında karışımımızı ilave edelim. Dondurma kaşığı güzel bir ölçü oluyor. Eğer evinizde var ise dondurma kaşığını kullanabilirsiniz. 20 - 22 dk kadar fırında pişirelim (her fırın farklı olduğundan pişirme süresini ve fırın derecesini ona göre ayarlayalım. Mesela ben 150 derecede 28 dk pişirdim). Pişen cupcakelerimizi soğuması muffin tepsisinden çıkarıp soğutma telimizin üzerine yerleştirelim. 

Cupcakeler soğuduktan sonra dolabımıza koyduğumuz çikolatalı icing'i alıp cupcaklerimizin üzerine sürelim. İstediğiniz miktarda koyabilirsiniz. Ben az sürdüm. Ardından çikolatalı pasta süsünü üzerine serpelim. Yine miktarı kendiniz ayarlayabilirsiniz. 



Örümceğin bacaklarını yapmak için cupcakeleri bir kenara koyalım. Bulunduğunuz ortam çok sıcaksa buzdolabına veya serin bir yere koyabilirsiniz. Bitter çikolatamızı eritelim. Ardından çikolatalı çubuklarımızın çikolatasız olan kısımlarını koparalım. 6 tane uzun çubuk ve 6 tane ise kısa (çubukları ikiye bölelim) çubuk hazırlayalım. Yağlı bir kağıt ya da fırın kağıdının üzerine çikolatalı çubuklarımızı dizelim.  Erimiş çikolatalarımızı örümceğin bacaklarını birleştirmek için kullanalım. Birleşim yerlerine sürdüğümüz erimiş çikolataların soğumasını ve çubukların iyice kaynamasını bekleyelim (bu işlemi soğuk bir yerde yapmanınız tavsiye ederim. Ya da soğuması için buzdolabına koyabilirsiniz. Aksi halde eriyorlar. ) Hazırladığımız cubukları (örümceğin bacaklarını) cupcake yerleştirelim. En son olarakta haribo şekerlerden gözlerini yapalım. Hepsi bu kadar!



Tarifte anlamadığınız bir yer var ise çekinmeyin sorun. Çok eğlenceli ayrıca çocuğunuzla da birlikte yapıp süsleyebileceğiniz inanılmaz lezzetli, yerken hmmm diyerek gözlerinizi kapatacağınız bir tarif. Ha ha ha! İnanın o butik pastanelerdeki leziz cupcakeler kadar lezzetli oldu! Hatta bir çoğundan daha da lezzetliydi! İnanın abartmıyorum! En güzeli ise Belinda'nın 'cupcake spider!' diye evi inleten neşeli bağırışlarıydı. Cupcake'ten çok fazla yemedi (pasta, çikolata gibi şeylerle arası pek yoktur) ama örümcek cupcake'ini gidip gelip sevip durdu! 



Umarım tarifi beğenmişsinizdir. Deneyenler olursa eğer paylaşmaktan çekinmeyin! 

Herkese Sevgiler!

Berlin Gezi Rehberi

Zoo Berlin!

Pazar, Ekim 04, 2015

 

Belinda'yı hayvanat bahçesine götürmeyi uzun zamandır istiyorduk ama bir türlü fırsat bulup götürememiştik. Belinda hayvanların hastası. Bu yüzden havanın güzel olmasından da yararlanarak, doğum günü gezintisi olarak hayvanat bahçesine gitmeye karar verdik. 
Belinda'nın okula başladığından beri hem yemek hem de uyku düzeni gitti. Bu yüzden çok daha fazla huysuz olmaya başladı. Devin'inde huysuzluğu var zaten. Bu yüzden hayvanat bahçesi gezimiz - tüm gezmelerimiz - inanılmaz yorucu geçti. 



Hayvanat bahçesine girdiğimiz andan itibaren bize kapıda verilen haritaya bakmaya başladık. Amacımız Belinda'ya en sevdiği hayvanları göstermek, durumuna göre de geri kalan hayvanları da göstermekti. İlk fil ve zürafa göstermiştik ki Belinda görmek istediği hayvanları teker teker bize söylemeye başladı.  'Gak gak' diye tutturdu ve ördeğin yanına giderken yanından geçtiğimiz ve ona gösterdiğimiz hiç bir hayvanla ilgilenmedi. Ördekten sonra 'pig nerde pig?' diye tutturdu. Biz haritadan domuzları aradık. Domuzların yanına gittik fakat pembe domuz hariç tüm domuz çeşitleri vardı. O kadar ilginç domuzlar vardı ki! Domuzlar Belinda'nın beklediği gibi çıkmadı tabi. Ardından 'bitsi spider!' diye tutturdu. Ne kadar aradıysakta örümcekleri bulamadık. Belkide orada hiç örümcek yoktu bilemiyorum. Örümcek vadır diye yerin altına inilen bir bölüme gittik. İnanılmaz karanlıktı ve gözlerimi nedense o karanlık ortam çok rahatsız etti. Önümüzü zor görüyorduk ve kocaman bebek arabasıyla hareket etmek bir o kadar da zordu. Tavanı sanki yıldız varmış gibi aydınlatmışlardı ama o kadar az bir ışık yayıyorlardı ki. Belinda 'twinkle twinkle mı?' diye sormaya başladı. Ama sürekli! Ben 'evet Belinda, evet Belinda' derken, Kenan'da 'hadi uyu Belinda, hadi uyu Belinda' deyip durdu. Ha ha ha!



Aslanların yanına gittik o karanlık yerden çıkıp ama uyuyorlardı ve Belinda'nında uykusu kafasına vurdu. Bizde dolaşmayı bırakıp Belinda'yı  uyutma yoluna koyulduk. En sonunda Belinda uyudu ve hepimiz rahat ettik. Belinda'nın uyumasıyla uğraşacağımız tek bıcırık Devin kaldı!




Hayvanat bahçesinden çıkarken gördüğümüz diğer hayvanları, özellikle de maymunları Belinda göremedi diye çok üzüldük. Neyseki hayvanat bahçesi yakın bize ve Belinda'yı daha güzel bir havada yeniden götürmeye hatta orada bulunan akvaryuma da girmeye karar verdik. 



Belinda hayvanat bahçesinde malum en çok kazları çok sevdi. Onlar 'gak gak!' dedikçe Belinda kahkahalara boğuldu. Ne zaman kazlar çok yüksek bir ses çıkardı Belinda onlardan çok korktu. Sanırım kendisine kızıyorlar sandı. Hemen bana yanaşıp, kafasını omzuma gömüp 'tamam tamam' dedi. Canım benim! Bir süre sonra da 'bay bay gak gaak!' diyerek oradan uzaklaştı. 



Zoo Berlin 1844 yılında kurulan güzel bir hayvanat bahçesi. Tam anlamıyla gezemedik ama bir çok hayvan vardı diye düşünüyorum. Cafeleri gayet güzel. Yemyeşil ve geniş yürüme alanlarını söylememe gerek sanırım. Darıca ile de hiç kıyaslamamada... Yolunuz Berlin'e düşerse uğramanız gereken yerlerden biri de Zoo Berlin!

Herkese Sevgiler!


Günlük

4. Yıldönümümüz Kutlu Olsun!

Perşembe, Ekim 01, 2015


Vay be! Evleneli 4 yıl olmuş! İlişkimizin başladığı ilk günü, evlilik teklifini, düğün günümüzü daha dün gibi hatırlıyorum. Her şey o kadar hızlı bir şekilde başlamıştı ki! O hızlı süreç daha sonra yavaşlamıştı fakat ikimizinde yoğun çalışmaya başlaması özellikle de Belinda'nın doğmasından bugüne kadar inanılmaz hızlı geçti. Tam 1 yıldır hiç baş başa dışarı çıkamayan bizler, 2 saatliğine de olsa dışarı çıkmayı başarabildik. Üstelik yanımızda ne Belinda ne de Devin vardı! 

Dışarı çıktığımız ilk andan itibaren en son ne zaman birlikte dışarı çıktık biz hesabını yaptıktan sonra, yemek yiyeceğimiz restoranta gittik. Koşuşturmaktan yıldönümümüze hazırlıksız yakalanmıştık aslında. Kenan'ın Japon restorantı sandığı yer Kore çıktı. Ardından istediğimiz balık önümüze çiğ geldi. Tadına baktım ama inanın hiç beğenmedim. Kenan yedi fakat ben sadece pilavlarını tırtıkladım. O günde nasıl açtım. Dışarı çıkıp yiyeceğiz karnımı doyurmayayım dedim. Devin ve Belinda anlaşmalı gibi ikisininde uyumayacakları tuttu. Onları uyutmadan da dışarı çıkamadık. Evden çıktığımızda da saat 10'a geliyordu. Neyseki içtiğimiz şarap çok güzeldi. Ben 1.5 kadeh sonrası çakırlaşmıştım bile! Ha ha ha!

Kenan'ın içine sinmedi tabi bu durum. Salak gibi de yan masada gördüğümüz ve çok beğendiğimiz yemeğide sipariş vermedik uzun sürer pişmesi diye. Oradan çıktık ve bana yemek yiyebileceğim bir yer aramaya başladık ama ben o kadar çok üşüdüm ki! Ev, çocuk ve gündüz gezmelerinden gece gezmelerini unutmuşum ve dışarısının soğuk olabileceğini hesaba katmadan incecik giyinip dışarı çıkmıştım. Ben üşüyorum diye önümüze çıkan ilk yere girdik. Ucuz bir Meksika restorantına denk geldik. Geç saatte hafif bir şey olsun diye nachos yemeğe karar verdim. Yediğim en kötü nachos du! Neyseki ısınayım diye içtiğim nane çayı güzeldi.

Yeni ilişkisi başlayan çiftler gibi heyecanlı, şaşkın ördek misali çıktığımız 2-3 saatlik maceramız, tatmin olmasak bile aman canım ne olacak, hiç yoktan iyidir olumlamalarımızla son buldu. Önümüzdeki sene daha hazırlıklı olalım diye de birbirimize söz verdik.


Mükemmel bir yıldönümü geçirmemiş olabiliriz fakat ben ikimizdeki o heyecanı gördüm ya, gerçekten de hiç bir şey umrumda olmadı. Annemin olmasından dolayı baş başa kaldığımız o bir kaç saat bana kısa ama hiç yoktan iyidir dedirten bir soluk aldırdı. Birbirimizi hala çok seviyor olmak, iki tane tatlı mı tatlı kızlarmızın olması benim en önemli dayanağım zaten.  Bir kaç sene sonra baş başa kalabileceğimiz daha çok an yaratma imkanımız olacak eminim.  

Herkese Sevgiler!


Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts