Aile Gezisi Rota : Tropical Island - Berlin

Cumartesi, Mart 18, 2017


Geçen sene yeni yılda keşfettiğimiz fakat ard arda geçirdiğimiz hastalıklardan dolayı gidemediğimiz Tropical Island' a en sonunda gidebildik! Gerçi yine hastaydım (evet geçmek bilmeyen hastalıklarım). Soğuktan sıcağa ardından tekrardan soğuğa çıkmak hastalığım için iyi gelir mi ki diye düşünüyordum ki tam hastalığımı atlatıyorum derken yeniden hasta oldum. Bu yüzden yazımı anca yazabiliyorum. Herneyse.

Gitmeden bir kaç gün önce Belinda'ya Tropical Island'ın videolarını izlettirdim. O kadar çok heyecanlandı ki 'hadi anne, hadi baba gidelim' demeye başladı. Açıkçası bende çok heyecanlıydım. 

Evden yaklaşık 1 saat kadar uzaklığımızda olan Tropical Island uçak yapımı için inşa edilen hangarmış. Çok büyük ve epeyce yüksek olan hangara girdikten kısa bir süre sonra sıcaktan üstümüzü çıkarmaya başladık. Bu öyle bir sıcaktı ki terlemeye başlamıştık bile. 

Tahminimden çok daha büyük olan kilitli dolapların ve kabinlerin bulunduğu alana girdiğimizde kendi dolap numaralarımıza ulaşmak baya vaktimizi aldı. Yürüyorduk yürüyorduk ama bir türlü gelemiyorduk. Belinda ve Devin heyecanlı bir şekilde koşturmaya başlamışlardı bile. O an tek düşündüğüm üzerimdekilerden kurtulmaktı.

Nihayet dolaplarımıza ulaşıpta üstümüzü çıkarıp gereksiz tüm eşyalarımızdan kurtulduğumuzda baya bir rahatlamıştım. Ayakkabılarımı çıkardığım an fark ettim ki mekan yerden ısıtmaymış. Ayaklarımın altı sıcacıktı :) Fark ettiğim diğer şey ise kurutma makinasıydı. Bu sayede eve gitmeden önce ıslak havlu ve çamaşırları kurutabilme imkanınız oluyordu. 

Kızlar o kadar heyecanlıydı ki dolapların bulunduğu alandan havuzların bulunduğu alana giden yolda koşturmaya başlamışlardı bile. Onları zapt etmek neredeyse imkanısızdı. Koşturduklarında labirent gibi olan dolapların aralarında kayboluyorlar ve onları bulabilmek zor ve stresli oluyordu.  Ne kadar bizi bekleyin desekte bizi tabikide dinlemediler ve hem onları kontrol etmek hem de hazırlanmak çok ama çok zor oluyordu.  Nihayet hazırız hadi bakalım gidiyoruz dediğimizde içeriye attığımız ilk adımımızda Devin baya tırtıklı olan zemine düşerek dizlerini kanatmış oldu. Kıyamam canı çok yanmış olsa da kısa bir ağlamanın ardından acısını umursamadan heyecanlı heyecanlı koşturmaya devam etti :)



İçeride bizi ilk flamingolar karşıladı. Belinda hayvanat bahçesinde flamingoları çok görmek istemiş fakat onları görememişti (sanırım iç mekana almışlardı). Bu yüzden flamingoları görmek bizi mutlu etmişti. Yarı bozuk fotoğraf makinamı çıkarıp fotoğraf çekmeye başladım bende. Biliyordum ki ilerleyen zamanlarda fotoğraf çekmem imkansızlaşmaya başlayacaktı.

Flamingolardan sonra şelalenin ve havuzun bulunduğu alana geldik. Çok kalabalık olduğu için havuzların fotoğraflarını çekemedim. Fakat şunu söyleyebilirim ki inanılmaz güzeldi. Mekan o kadar güzel planlanmıştı ki, kafanızı havaya kaldırmazsanız bir hangarın içinde olduğunuzu fark etmiyorsunuz. Yapay bir yerdesiniz ama size herşey çok doğal geliyor. 





Havuzda biraz vakit geçirdikten sonra karnımız acıktığından yemek yerlerini keşfetmek için yürümeye başladık. Belinda ve Devin patates kızartması istiyordu. Onlara patates kızartması kendimiz içinde  açık büfeden asya yemekleri aldık. Fiyatlar normaldi. Yemekler ise inanılmaz lezzetli!




Frozen Yogurt'un tadı ise muhteşemdi. İşin güzel kısmı yoğurdunuzu kendiniz hazırlayabiliyordunuz. İstediğiniz büyüklükteki kabınızı seçtikten sonra yine istediğiniz yoğurdu ya da yoğurtları kabınıza doldurup, üzerine istediğiniz süslemeyi koyabiliyordunuz. O kadar çok fazla çeşit vardı ki! Daha önce hiç bu kadar çok çeşit görmemiştim :)




Lezzetli yemeklerimizi yedikten sonra kızlar tatil arkadaşlarıyla oynamaya başladılar :) Bizde biraz içeceklerimizin keyfini çıkardık. 




Bir süre sonra Belinda yeşil dinozoru görmek istediğini söyledi. Yeşil dinozor internette gördüğümüz mekanın çocuk klübünün dinozoruydu. En çok heveslendiği şey aslında dinozordu fakat saatlerini kaçırdığımız için maalesef göremedi. Fakat epeyce büyük olan ve bir çok oyuncağın, tırmanma alanlarının bulunduğu çocuk alanında baya eğlendi. Devin ise orada bulunduğumuz sürenin neredeyse tamamını kaydıraktan kayarak geçirdi. 



Kızları oyun alanından koparmak biraz zor olsada onları alıp ikinci havuzun bulunduğu alana geçebildik. Havuzun bulunduğu alanı gördüklerinde hoşlarına gitmiş olmalı ki mızırdanmayı kesip yeni mekanda bulunan oyuncakları keşfetmek için oyuncaklara doğru koşturmaya başladılar.. Devin yine bir kaydırak buldu ve süreki ama sürekli kayıp durdu. O kadar çok kaydı ki! Uykusu olmasına ve yorgunluktan ölmesine rağmen istediği tek şey kaymaktı. Aşırı yorgunluğundan dolayı ayakta sallanmaya başladığından onu zorla uyuttuk (iyiliğin için Devin). Belinda ise sıcak suyun içinden hiç çıkmadı. Oradaki oyuncaklarla da oynamadı. Suyun içinde öylece oturdu, yattı ve etrafını seyredip durdu. Devin'nin uyuyor olmasından yararlanarak dış mekandaki havuza gitmeye karar verdik bizde. 


Havuza doğru giderken çok üşümüştüm. Yapay bir sıcaklıktan mıdır nedir ne mayonuz ne de havlunuz kurumuyor. Islak mayolarla ve havlularla bütün günü geçirmek zorunda kalıyorsunuz. İşin kötüsü ıslak olduğunuzda içerisi baya serin oluyor. Bir daha gidersek eğer kesinlikle bornoz götüreceğim. Yedek mayo ve yedek havlular... Benden de size tavsiye olsun :)

Havuzun girişine geldiğimizde dışarısının soğukluğunu hissettim. Hasta olmayı göze alarak bu tecrübeyi yaşamaya karar verdim. İlk dışarı çıkarken bir an çok üşüyorsunuz ama sonra suyun sıcaklığı sayesinde dışarıdaki soğukluğu hissetmiyorsunuz. 

Havuzun orta kısmında jakuzinin bulunduğu bir alan vardı. Biz tam oraya doğru yüzmek istediğimiz anda ne olduğunu anlamadan sert bir akıntıya kapıldık. Bir an korktum ama sonra anladım ki havuzda yapay bir akıntı var. Bu bana baya eğlenceli geldi. Akıntı kuvvetli olduğundan kendinizi akıntıya bıraktığınız anda havuzun içerisinde dönüp duruyorsunuz :) Artık gidelim dediğimizde ise havuzdan tam çıkmak isterken akıntıya yeniden kapılıp bir tur daha attığımızda ise gerçekten çok ama çok eğlendim. Ha ha ha! Tam o sırada havuzun tam orta kısmının yanında bir girdap olduğunu fark ettim. İki kişi girdapta dönüp duruyordu. Bu görüntü bana gerçekten çok eğlenceli ve bir o kadar da komik geldi :)

Nihayet havuzdan çıkabildiğimizde ıslak havlularımızda kurulanmaya çalıştık. Belinda ve Devin'nin yanına gittik ve dış mekan havuzunu keşfe annem çıkabildi.

Devin hala uyuyordu. Belinda da üşüyor olsa gerek sıcak havuz suyunda durmak istiyordu. Annem geldiğinde ise yemek yemek için yeniden restoranların bulunduğu yiyecek alanına yürümeye başladık.  En çok merak ettiğim şey gece Tropical Island'ın nasıl görüneceğiydi. Işıklar teker teker yanmaya başlamıştı ve dediğim gibi kafanızı yukarı kaldırıp bakmadığınız sürece hangarın içinde oldunuzu fark etmiyorsunuz bile. Işıklarla birlikte mekanın atmosferi değişti ve inanılmaz güzeldi. Ben ıslak mayomdan sonunda kurtulmuş üzerime gömleğimi geçirebilmiştim. Hırka almadığım içinse pişmanlık duyuyordum. Fakat bir süre sonra çok ısınmaya başladım. Durum şu ıslaksan içerisi sıcak gelmiyor aksi halde ise çok sıcaklıyorsun. 


Yemeklerimizi yedikten sonra iki havuzun orta kısmında bulunan mini ormanı gezip ardından eve gitmeye karar verdik. Kızlar yorgun olmasaydı muhtemelen gitmezdik ve gece de havuza girerdik.  Havuz o kadar güzel görünüyordu ki! Rengarenk ışıklar tüm havuzu ve çevresini aydınlatıyordu ve masalsı bir atmosfer oluşturuyordu. Belinda yeşil havuza gireceğim diye tutturmuş olsa da yeniden ıslanmayı göze alamadım. Ayrıca onları havuzdan çıkarmaya çalışacağımız zamanı düşünüp her ne kadar acaba girsek mi diye gelip giden düşencemi beynimden çıkardım. Gerçekçi olmalıydım.  Çok yorgunlardı ve eve 1 saat yolumuz vardı. 


Soyunma kabinlerine geldiğimizde giyinmek çok zordu. Çok sıcak olduğundan üzerinize kışlık kıyafetlerinizi giymek istemiyorsunuz. Mecburen giydiğinizde ise sıcaktan terlemeye başlıyorsunuz. 

Genel olarak Tropical Island'ı gerçekten çok beğendim ve mümkün olursa bir daha gitmek isterdim. Soğuk havada tropikal bir iklimi yaşamak, yapay bir alanı doğal gibi algılamak güzel bir tecrübeydi. Artık yanıma ne alacağımı ne almayacağımı da biliyorum! 

İşin bir güzel tarafı ise dışarıdan yiyecek sokmanıza hiç bir şey demiyor olmaları. Ben piknik sepetiyle gelenleri de gördüm. Emin değilim ama sanırım içki sokamıyorsunuz. Onun dışında her şey serbest. Gerçi içerideki yiyecekler çok lezzetli ve dışarıdaki ile aynı fiyat olduğundan çokta dışarıdan yemek sokma ihtiyacınız olmuyor.  Fakat çok seçici bir çocuğunuz var ise onun için çantanıza  bir kaç şey koymak sorun olmuyor.

Tropical Island'a gidipte tecrübelerinizi  paylaşmak isterseniz tecrübelerinizi yorumlar kısmına yazarsanız çok sevinirim.

Tropical Island hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Herkese sevgiler!..

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts