Bir Cumartesi Günüydü!

Cuma, Eylül 04, 2015


Geçtiğimiz cuma günü yemek yediğimiz mekanın tuvaletinde bulunan broşürleri toplayıp masama geri döndüm. Canım sıkılıyordu artık ev işleri, bebek bakımı ve çocuk bakımı arasındaki hiç bitmeyen üçgenin içerisinde koşuşturmaktan. Yaz ayıda bitmek üzereyken son bir fırsat aradı gözlerim o broşürlerde bakalım nerde ne varmış diye. Tabiki gideceğimiz yer Devin ve Belinda için uygun olmalıydı. Ücretsiz, bize yakın ve iki minnakla gideceğimiz ayrıca Belinda'nın çok seveceğini düşündüğümüz Wasserfest'e gitmeye karar verdik. 

Sabah evden dışarı çıkmamız bir dertti yine ha ha ha! Ne zaman bir yere gidelim desek ya da birileriyle buluşmaya kalksak iki kardeş anlaşmalı gibi ağlamaya, huysuzlanmaya başlıyor. Ya uykuları geliyor ya acıkıyorlar. Düzenin içerisinde bu düzensizlik nereden geliyor o an hiç anlamıyorum. Öyle böyle çıktık evden. Festival alanına tam yaklaştık ki Belinda uyuyakaldı. Biz kahvaltı etmemiştik, mekanda yiyecek vardır orda yiyelim demiştik - gerçi evde yiyecek bir şey kalmamıştı -.  Belinda uyuyunca, festival alanı ise inanılmaz kalabalık olduğundan başka bir yere gidip yemek yemeğe karar verdik. İyikide bu kararı vermişiz!

Sokaktan içeri girdiğimiz anda eski dönem kıyafetleri girmiş bir dolu insanın müzik eşliğinde yürüdüğünü gördük.  Bir yandan at arabası geçiyor bir tiyatral edasında hareket ediyorlardı. Anlamadık ne olduğunu açıkçası. İdama götürülen bir adam vardı ve belliki tarihi bir olayı canlandırıyorlardı. Arkalarından ilerlemeye başladık ama karnımız o kadar açtı ki konvoyu boşverip yemek yiyeceğimiz bir mekan aramaya başladık.  



Küçük bir kasabanın içerisindeydik resmen. Nereye baksak eski dönem kostümlü kadınlar ve erkekler, demirci, yine eski dönem kıyafetler içerisinde enstrüman çalan müzisyenler, oyunlar ve oyuncaklar...











Güzel bir yer bulduk ve inanılmaz lezzetli yemeklerimizi midemize indirip biralarımızı - benimki alkolsüz biraydı - içtik. Bir yandan da canlandırılan dönemi izliyorduk. İdam edilen bir adam, dans eden kadın ve erkekler... Nedir bu nedir bu diye etrafta bir broşür bir bilgi arasada gözlerim bulamadım ama internet araştırmam sonucunda Nikolai-festspiele olduğunu öğrendim. Berlin'nin 1200 -1900 yılları arasını canlandırıyorlarmış ve Berlin'nin kuruluşunu konu alıyormuş. Kilise ise 780 yıllıkmış! Meğersem bulunduğumuz yer eski Berlin'miş! Vay be! Demek ondan tüm dükkanlar filan eskiydi.  Sürpriz bir şekilde ilerleyen öğle vaktimiz Belinda'nın uyanması ve uykusunu alamadığı için ağlama krizine girmesiyle kısa çaplı bir kriz yaşandı. Neyseki sakinleştirdik ve Belinda hadi sende etrafına bir bak ne güzel diyebildik.  





Orada biraz vakit geçirdikten sonra Wasserfest'e gitmeye karar verdik. Alana yaklaştığımız ve içeriye girdiğimiz anda aslında çokta bize göre olmadığını fark ettik. Bir inanılmaz kalabalıktı ve bir bebek, bir çocuk ve kocaman bebek arabamızla neredeyse hareket edemiyorduk. Aktiviteler inanılmaz güzeldi ve aslında ikiside biraz daha büyük olsalardı çok güzel bir festivaldi ama bizimkiler fazla minnaktı. Hareketlerimizin kısıtlı olmasından dolayı tüm alanı doya doya dolaşamadık ve bir yer bulup orada sabit kalmak zorunda kaldık. 

Belinda ördek delisi ve ördek kostümlüleri görünce çılgına döndü. 'gak gak' diyerek ördeğin yanına geçti ve yanından uzun bir süre ayrılmak istemedi. Dağıtılan plastik ördekleri bulacağım diye kanter içinde kaldım ama en sonunda buldum hem de iki tane aldım ha ha ha! Amacım Belinda'yı sevindirmek ve verdiğim sözü tutmaktı elbet yoksa ev ördeklerden geçilmiyor artık. Her ne kadar ördek su tabancasını ve balonları bulamasamda hiç yoktan iyidir diyip oturabileceğimiz bir yer bulmaya giriştik. 


Festivalin bir çıkışında bulunan çimli alanı gözüme kestirdim. Geniş bir alandı ve kalabalıktan uzaktık. Bir dolu su oyunları burda da vardı ve inanın çocuk olmak istedim. Festivalde o kadar çok aktivite vardı ki. Görebildiklerimin arasında el becerileriyle ilgili yaratıcı aktiviteler, suyun kaldırma kuvvetiyle alakalı öğretici alanlar, zeka oyunları, uzaktan kumandalı gemiler, kukla tiyatrosu,  konser alanı ve bir dolu sulu oyunlar! Gezemediğimiz ve göremediğimiz bir sürü aktivite vardı ve ben inanılmaz merak ettiysemde hep ilerlemek zorunda kaldım. Buradaki çocuklar inanılmaz şanslı İstanbul'da nerde! Sanırım Devin ve Belinda biraz daha büyüdüklerinde bu tarz organizasyonlardan çok daha fazla anlayacaklar ve katılabilecekler. İnanıyorum ki çokta eğlenecekler. Hem de iki kardeş el ele tutuşup koşturacaklar bir ordan bir buraya. Ay şimdiden sabırsızlandım bak! Bende sürekli onlar için aktivite arayacağım. Hem o zamana kadar Almanca'yı da öğrenmiş olur daha detaylı işin içine girerim! O kadar özeniyorum ki o an. Keşke büyük olsaydı şu oyunu oynasaydı ne kadar eğlenirdi Belinda diye...












Son satırlarımı öyle bir heyecanla yazdım ki konunun içinden şu an çıktım ve ne yazacağımı da unutmuş oldum ha ha ha! Kısa ve öz diyebileceğim şudur ki Berlin her türlü aktivite için bir cennet ama bu cenneti doya doya yaşamak için Devin'nin büyümesi ve Belinda'nında durulması gerekiyor. 
Her köşe başında bir olay, bir organizasyon var. Kıyıda köşede gizli saklı o kadar çok şey var ki! Kendi mahallemde bile her seferinde yeni bir şey keşfediyorum. Berlin'e taşınalı 4 ay oldu ve bir de doğum atlatmış olmama rağmen hiçte fena değilim diye kendimi avutuyorum. Zira kendimi hep bir şeyler için geç kalmış hissediyorum. Almanca bilmemem ayrı bir sorun bilseydim daha kolay olurdu herşey biliyorum. Fakat Belinda okula gitmeden ve Devin düzene girmeden bu iş biraz askıda şu an. Duvarlarda ilanlar ya da bir yerde bir yazı görüp merak edip anlamamak çok can sıkıcı! Hep tahmin yürütmek zorunda kalıyorum :) Her neyse. Ay niye hep yazılarım bir yerden sonra şikayete dönüşüyor benim ha ha ha! Ne olur tek olmadığımı söyleyin...

Unutmadan olurda Berlin'e yolunuz düşerde Berlin'nin ilk kuruluş yeri 'The Nikolai Quarter'ı '
 merak ederseniz hani bide denk gelir ya bir organizasyonda olur, kaçırmamanız için size buraya  
bir göz atmanızı öneririm. 

Hepinize Sevgiler! 

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts