Fotograf Çekimi

Devin 12 Aylık!

Pazartesi, Haziran 27, 2016


Minik Devin artık 1 yaşında! Doğumundan bu yana hızlı geçen zamanla birlikte, artık Devin bebeklik dönemini kapamış durumda. Hala inanamıyorum hala...Ha ha ha!

Devin Belinda'ya göre geç oturdu ve geç emekledi. Bu yüzden de biliyordum ki Belinda 13 aylıkken yürüdüğü için Devin 14-15 aylıkken yürüyecekti. Devin hala yürümüyor fakat emeklemesi gayet iyi ve hızlı.

Devin diş çıkarmaya hiç ara vermeden devam ediyor. Ön yan dişlerinin yanında arka azı dişleri ve köpek dişlerinin yerleri kabarmış durumda. Arka arkaya diş çıkardığından mıdır nedir Devin hala kesintisiz gece uykusu uyuyabilmiş değil. Gece sürekli ama sürekli kalkıyor ve inanın gece kesintisiz uyumak için resmen ölüyorum :(

Devin'nin hala uyku eğitimi yok. Kendi kendine uyuyabildiğini keşfetsem de diş sürecinde çok hassas olduğundan onu hiç bir şeye alıştırma sürecine girmedim. Daha ne kadar sürer bu durum bilmiyorum ama dişleri ara vermeden patlamaya devam ederse uyku eğitimi bize uzak görünüyor. 

Devin'nin yemek durumu aynı devam ediyor. Kendi yapacak. Bir ara bize izin veriyor gibi olsada eski haline hemen geri döndü. Onu besleyemeyeceğimizi artık anladık. Yerse yiyor. Yemezse masadan kalkıyor. Ne isterse o oluyor. Bazen akşama kadar pek bir şey yemiyor ve açlıktan huysuz da oluyor fakat onu hiç zorlamıyoruz. Önüne seçenek sunuyoruz ve isterse yiyor. İstemezse aç kalıyor. Bu Belinda'da alışkın olduğumun tam tersi ve bazen bir şey izlese de ağzına bir iki bir şey tıksam diyorum ama nerde. Devin'nin ağzına o istemeden bir şey tıkabilmişliğim yok! Eğer ki denemeye kalkalım bir anda ortalığı yıkıyor. Ne tabak kalıyor fırlamadık ne çatal ne bardak. Bir de kendini bir oraya bir buraya savuruyor ki genelde bir yerlerini acıtıyor. Yok bu çocuğu beslemek imkansız :)

Devin giderek dilleniyor ve neredeyse tüm dediklerimizi anlıyor. Ablasını çok seviyor ve onun peşinden ayrılmıyor. Oyuncak kavgası yapmaya devam ediyorlar ve her zaman ikiside aynı oyuncakla oynamak istiyor. Ev oyuncak dolu ama yine de bir tane varmış gibi kavga ediyorlar :)

Devin 'tay tay' duruyor ve Belinda' da bizi taklit ederek Devin'e 'tay tay tay tay' diyor. Biz bunu şarkı gibi söylüyoruz fakat yazı dilinde nasıl anlatabilirim ki! Ha ha ha! Devin' de her seferinde dans etmeye başlıyor. Anlamıyorum neden ve kimden gelmiş bu genetik özellik ama Devin tam bir dansçı! Ufacık bir tıkırtıya bile dans edebiliyor :) Müzik kulağı da çok iyi. Devin tam bir müzik ve dans kızı!

Devin pozitif bir kız. Hep yüzü gülümser ve seni de gülümsetir. Bir şeye sinirlensem hemen yanımda Devin biter ve kafasını eğer, yüzüme yüzünü yapıştırır ve bir şeyler demeye çalışır. Sanki 'ne oldu anne? iyi misin? iyi ol tamam mı' der gibidir. Çok ama çok tatlı bu kız ya :)

Devin'nin algısı genişleyip fiziksel olarak becerileri arttıkça değişen şeyler sadece bunlar oluyor. Yani olduğu kişi hep aynı aslında sadece daha fazla insana bunu gösterebiliyor. İlgi alanları hiç değişmedi. Duruşu hiç değişmedi. Ne ise hep aynı kaldı. Gerçi Belinda' da öyle. Eskisine oranla iletişim daha fazla kuruluyor tamam da karakterleri hiç ama hiç değişmiyor. Sanırım bütün bebekler böyle :) 







Ablası çekime katılmazsa olmazdı zaten. İki yerinde durmayan kızımdan fotoğraf kareleri :)








Herkese Sevgiler!...




Günlük

Devin'nin 1. Yaş Doğum Günü!

Cumartesi, Haziran 25, 2016


Artık Devin 1 yaşında minik bir hanımefendi :) Zaman ne çabuk geçiyor değil mi? 1 yaşına kadar ağır ağır ilerlerken, 1 yaşından sonra hızlı ilerlediğini ve göz açıp kapayana kadar da senelerin geçtiğini Belinda'dan biliyorum fakat Devin'nin 1 yaşına kadar olan kısmı da çabuk geçti. Belki Belinda'nın varlığından, belki sürekli koşuşturup durmaktan bilemiyorum ama Devin artık bebek statüsünden çıktı ve bir türlü inanasım gelmiyor!

İlk doğum günü benim için çok önemli. Tamam büyüdüğünde hiç hatırlamayacak ama en azından fotoğraflara bakacak, çekilen videoları izleyecek ve belleğinde o güne ait anıları oluşacak. Belki çok abartıyorum ama doğum günleri benim için çok değerli özelliklede büyüdükleri, birer yetişkin oldukları ana kadar. Belli bir yaşa kadar zevkle kutladığımız, heyecanla beklediğimiz doğum günleri, bir yerden sonra 'aman doğum günüm işte, pasta olmuş olmamış önemli değil hatırlaman önemli, çok özel bir şeye gerek var mı bence yok, sevdiklerimle olayım yeter' e dönüşüyor. En azından bende böyle oldu. 20'den sonra pastaymış, klasik doğum günü kutlamsıymış, hediyeymiş hiç ilgilenmemiştim. Tek istediğim arkadaşlarımla dışarıda olmak eğlenmekti :) (Yani hediye olduysa da bonusu oluyordu. Yalan değil mutlu oluyordum hani :) ) Konsept doğum günü partileri de bir yaşa kadar. Bu yüzden fırsatım varken bunu değerlendirmek istiyorum. Biliyorum ki ileride farklı şeyler yapacağız.

İlk doğum günü konseptini belirlemek her zaman zor gelmiştir bana. Henüz çok küçük olduklarından konsept seçmek zordur. Ne sevdiklerini ve ne istediklerini tam olarak bilmediğinizden bunun kararını vermek size düşer. Daha önceden de dediğim gibi Devin tam bir kız çocuğu. Belinda'da kız çocuğu ama nasıl desem Belinda'nın ilgi alanları, oyuncak seçimleri tipik kız çocuklarınınkiler gibi değil. Mesela hiç oyuncak bebeklerle ilgilenmedi. Devin henüz 4 aylıkken oyuncak bebeklere verdiği tepki çok ama çok farklıydı ve hala oyuncak bebekler için çıldırıyor. Bu yüzden tam bir kız partisi olsun istedim.

İlk iş olarak kıyafetini seçmek istedim. Bu yol bana daha basit geliyor. Konsepte uygun kıyafet bulmaktansa kıyafete uygun bir konsept oluşturmak daha kolay. Bir kaç ay öncesinden araştırmaya başlamıştım ama gördüklerimin hiç biri içime sinmemişti. Fakat bir gün bir elbise gördüm ki bayıldım! Vintage bebek elbisesiydi. Tekti ve şansa bak Devin'nin bedenindeydi. Hiç düşünmeden aldım ve o an konsept belli olmuştu. Vintage doğum günü partisi!




Parti hazırlıklarıma kağıt tabak, bardak, peçete gibi şeylerle devam ettim. Kısa bir araştırma sonucunda Ginger Ray'in vintage serisini gördüğümde o kadar çok sevinmiştim ki. Bu kadar denk gelir. Set Devin'nin elbisesiyle o kadar çok uyuşuyordu ki! Hiç ama hiç düşünmeden seti aldım :) Doğum günü pastası seçimi de yaptıktan sonra her şey neredeyse tamamlanmıştı. Belinda'nın ve benim giyeceğimiz elbise artı saç aksesuarlarımız kalmıştı. Devin'nin elbisesine uygun bir saç aksesuarı bulmak beni biraz germişti. Gerçek bir vintage elbisesiydi ve dokusuna, rengine ve modeline uygun bir şey bulmak konusunda strese girmiştim. Fakat şans bizden yanaydı sanırım. Claire's bu işi çözdü. Üçümüzünde elbiselerine uygun saç aksesuarlarını bulmuştum ve içim çok rahatlamıştı. Artık hazırdık!



Doğum gününün ilk anlarında Devin çok ama çok korktu. Bilmiyorum ama pastayı önüne koyduğumuzda ve doğum günü şarkısına başladığımızda ağlamaya başladı. Kıyamam ne olduğunu anlayamadı. Başında insanlar fotoğraf çekiyor, bağıra bağıra şarkı söylüyor, önüne kocaman bir şey konuluyor ve sürpriz! :) İlk annem tutmuştu Devin'i mumu üflemek için ama korkunca ben aldım kucağıma. Kendisini daha güvende hissetti sanırım birden bire gülücükler atmaya başladı. Ve işte o anda gerçekten doğum günü başlamış oldu. Devin mutluydu!







Pasta inanılmaz lezzetlidi bu arada ve Devin çok ama çok beğendi. Bu sayede çikolatayla ilk kez tanışmış oldu. Belinda yemedi. Pasta ile arası yok ve pastanın tadına bile bakmadı. Çiçeklerini tırtıkladı :)





Devin diş çıkardığından geceleri ve öğle uykuları yoktu. Bu yüzden gözlerinin altı çökmüş durumdaydı. İştahı da pek yoktu ve bu yüzden karnı açtı. Aç kalmasın diye en çok sevdiği meyve pürelerinden verdim. Ne buluyorlar bu hazır pürelerde anlamıyorum. Ellerimle evde hazırladığım püreleri beğenmiyorlar ama tatsız, bir şeye benzemeyen, sağlıksız şeyleri mideye götürüyorlar.  Peh!






Pasta merasimi, yeme içme faslı bittikten sonra nihayet Devin hediyelerine kavuştu :) En çok sevdikleri şarkı 'Schnappi' eşliğinde  dans edip eğlendiler. Hava o kadar sıcaktı ki. Evin içinde terliyordum resmen. Kızlarda kıyafetlerinin içerisinde terlemeye başlamışlardı. Bu yüzden balkondaki küçük havuzlarını onlar için  hazırladım. Kızlar havuz keyfi yaparken bizde dondurmamızın tadını çıkardık. 






Öğle yemeği için dışarı çıkmaya karar verdik. Sevdiğimiz hamburgerciye gittik çünkü Belinda hamburger diye tutturdu :) Gerçi hamburgerin tamamından daha çok sadece ekmeğini yemeyi seviyor ama ben ekmeğin içine minik minik kopardığım eti sıkıştırıp ona çaktırmadan yediriyorum. 





Başarılı ve eğlenceli geçen doğum gününün ardından kızlara elveda demek zorunda kaldım. Çünkü Türkiye'ye tatile gidiyoruz! Ben uçağa binemediğimden, annem ve babam kızları uçakla önden götürecekler. Bizi ise zorlu ve günlerce sürecek bir yolculuk bekliyor. Of şimdiden içim daraldı :( 

Herkese Sevgiler!...




Berlin Gezi Rehberi

Prenzlauer Berg'te Bir Gün!

Cumartesi, Haziran 18, 2016


Prenzlauer Berg'in benim için özel bir anlamı var. Belin'e ilk taşındığımızda bir kaç gün konakladığımız ve Belinda'nın kumlarla dolu parkta oynadığı ilk yer. 

Havanın güzel olmasını fırsat bilip uzun zamandır gitmediğimiz Prenzlauer Berg'te bulunan bit pazarına annemle babamı götürmeye karar verdik. Bizde uzun zamandır gitmemiştik ve açıkçası orayı özlemiştim. Prenzlauer Berg'e ne zaman gitsek anılarım canlanıyor. Belinda 1.5 yaşındaydı ve ben Devin'e hamileydim. Zaman hızlı akıyor değil mi? :)

Oraya ilk vardığımızda ilk bit pazarına gittik. Daha önce tamamını gezmemiştim. Bu sefer fark ettim ki baya büyük bir pazarmış. Pazara ilk girdiğimizde legoları fark ettim. Belinda hayvanları çok sevdiğinden sürekli kendisinde olmayan lego hayvanları istiyordu ama iki üç hayvan için büyük bir kutu lego almak zorunda kalıyorduk. Oradaki tezgahta ise tek tek havanları sattığından bunun süper bir fikir olduğunu düşünüp bir kaç tane hayvan almaya karar verdim fakat bir kaç hayvan almak istemem bir kaç taneyle kalmadı tam 11 tane farklı hayvan alıvermiş olduk! Belinda bu duruma çok ama çok sevindi ve hayvanların dolu olduğu poşeti elinden hiç bırakmadı ve bir an önce onları çıkarıp oynamak istedi. Düşürüp kaybetmesini istemediğimden bebek arabasında değilde bir yere oturup bir şeyler yediğimizde poşetten hayvanları çıkarmasını istedim. Bu isteğimize çokta uymasa da pek karışmadım ama sürekli hayvanlarını düşürüp düşürmediğini kontrol ettim :)

Gezintimiz boyunca çok fazla fotoğraf çekemedim çünkü kalabalık pazar yolunda iki kişilik bebek arabasını zapt etmeye çalışıyordum. 

Pazarı biraz gezdikten sonra karnımız acıktığından bir şeyler yemek için bir yer aramaya koyulduk. Her yer çok kalabalıktı ve oturacak yer yoktu. En sonunda oturabileceğimiz bir yer bulduk ve şansa bak! Prenzlauer Berg' te kaldığımız o dönemde sürekli gittiğimiz İtalyan restoranıydı burası. Kısa bir duygusal an yaşadıktan sonra yemeklerinin çok lezzetli olduğunu da hatırlayarak bu işe acayip sevinmiştim.






Bir şeyler yedikten sonra -ki bizim iki maymun pek bir şey yemedi- kalkıp biraz etrafta yürüyüş yaptık. Dondurmaları güzel görünen Kauf Dich Glücklich'te  dondurma ve waffle yedik. -hiç birinin fotoğrafını çekmemişim :(  Dondurması ve waffle ı harikaydı.

Yorgun düşen Belinda ve Devin'i uyutmak için Kenan ile daha sakin sokaklara yöneldik.  O sırada annemle babam tekrar bit pazarına gittiler. İlk girdiğimizde çok fazla gezememiştik. O yüzden kızları uyuttuktan sonra Kenan'la yeniden bit pazarına gidip gezmeye karar verdik. 

Bebek arabasını engebeli ve kalabalık pazar yollarında hareket ettirmek gerçekten zordu ama kıyısından köşesinden  pazarı gezmeyi başardık. Çok güzel şeyler görsemde ihtiyacım olmayan hiç bir şeyi almayacağıma kendi kendime söz verdim ki bu benim için her zaman işe yarar. 

Uzun zamandan beri duvarlarımı fotoğraflarımızla doldurmak istediğimden bit pazarında sadece çerçevelere, tablolara ve duvar süslerine baktım. Bir tane metal çerçeveli arkası ve önü cam olan fotoğraf çerçevesi buldum. Fiyatı 5 euroydu. Bu bana inanılmaz uygun geldi çünkü dükkanlarda o tarz çerçevelerin en küçük boyutunun fiyatı 15 eurodan başlıyordu ve benim bulduğum baya büyük bir çerçeveydi. Her ne kadar o an sıklıkla bit pazarlarına gidip çerçeve bakıp almalıyım desemde bu isteğimi gerçekleştiremedim. Hep bir şeylerle meşgul olduk ve pazarlara pek uğrayamadık. Tabi benim duvarlara fotoğraf asma projemde hep askıda kaldı. İstiyorum ki bir çok şey biriktireyim ve duvara asarken belirli bir düzenle asayım ama o biriktirme işi 3-5 şeyle sınırlı kaldı.



Bit pazarından çıkıp yanında bulunan Mauerpark'a geçtik. Bütün gün yürümekten ayaklarımız ağrıyordu ve çok yorulmuştuk. O sırada Devin uyanmıştı fakat Belinda uyumaya devam ediyordu. 
Etraf oldukça kalabalıktı. Sokak sanatçıları, müzisyenleri her yerdeydi. Mangal yapanlar, muhabbet edenler, dans edenler, bira içenler... Devin müziği duyduğu andan itibaren hemen dans etmeye başladı. Eline yemesi için bir şeyler verdim ve örtümüz olmadığından montumuzu yere serdim. Devini montumuzun üzerine oturttum ve hem eline verdiğimi yedi hem de dans etti. Dans ederken o kadar tatlı oluyor ki! Belinda hiç böyle dans etmezdi fakat Devin ufacık bir ritim duysun hemen dans etmeye başlıyor  :)




Bir süre sonra Belinda' da uyandı ama pek keyifli kalkmadı. Bir süre onu sakinleştirmek için uğraştım ve sakinleştiğinde ise onunda eline yemesi için bir şeyler verdim. Çimlerde oturup annemle babamın gelmesini müzik dinleyerek bekledik. Nihayet geldiklerinde ise eve dönüş için tramvaya yöneldik. 

Belinda etrafta oyuncaklarını satan çocukların tezgahlarına gidip bir şeyler istesede bir şekilde onu vazgeçirmek zorunda kaldık. O kadar çok şey alınmıştı ki ona! Dedesi ve anneannesi pek şımartıyorlar ki onu sormayın :)

Yolda ilerlerken Belinda dondurmacının önünde bulunan küçük bankı farkedip durdu. Bankın üzerinde hayvanlar vardı ve tamda Belinda'lık bir şeydi. Devin zaten ablasının izinde olduğundan o da banka yöneldi. İkiside banka oturup hayvanları incelediler. O kadar çok tatlı görünüyorlardı ki bankın üzerinde! Bu gibi durumlarda ' o banktan almak lazım ne güzelmiş ' diye düşünüyor insan ama hayır banka ihtiyacımız tabiki de yok! 



Berlin'e uğrayıpta hani olurda vaktiniz olursa  görmeniz gereken yerlerden biridir Prenzlauer Berg. Zamanında çok arayıpta ev bulamadığımız bir semt. Çocuk nüfusunun en yoğun olduğu, sokakları daha temiz ve insanların daha zengin görünümlü olduğu, Cafeleri, kitapçıları, kültür sanat aktivitelerinin bolca olduğu güzel bir semt. Bit pazarlarını seviyorsanız eğer Flohmarkt im Mauerpark 'a uğramayı unutmayın! Karaoke sevenler için Mauerpark'ta düzenlenen açık hava karaoke günlerini kaçırmayın derim. Biz hiç katılmadık ama duyduğuma  göre çok eğlenceliymiş!

Herkese Sevgiler!...

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts