Ailenin Yeni Üyesi

Pazar, Kasım 10, 2013

21 Eylül Cumartesi günü sabah erkenden kalktım her zamanki gibi. Canım inanılmaz sıkılıyordu hala. O yüzden dışarı çıkıp kahvaltı yapmak ve bütün günü dışarıda geçirmek için hazırlandık. Babam Kilyos'a gidelim dediyse de yakın yerlerde durma taraftarı olduk biz.

Caddebostan sahilinde kahvaltımızı yaptık. Gezdik dolandık. Oradan Bağdat Caddesine çıktık yürüdük. O kadar çok yürüdük gezdik ki ben artık ayak tabanlarımı hissetmiyordum. Çok yorulmuştum cidden ve ilk defa eve gitmeyi bu kadar çok istiyordum. Babam ve annem bir dükkana girmişlerdi bende Köpüş'le bir bankta oturup onları beklemeye başladım. O günde ne çok insan benimle konuştu. Bir teyze de köpeğime takmış doğunca bebek köpeği evde tutma ver birine diyordu. Ben de
tabiki tamam dedim. On yıla yakın bizimle bırakırmıyım ben Köpüş'ümü... Bir kadın da çocuk büyütmenin inceliklerinden bahsediyordu. Bir de zamanı gelmişse bu çocuğun git bir baktır kordon dolanıyor bu haftalarda bizim bilmem kimin çocuğuna olmuştu gibi korkunç hikayelerle beni strese soktu.

Eve gittiğimizde yorgunluktan uyku bastırdı. Televizyon izlerken uyuya kalmışım. Saat 10'a doğru uyandım. Tuvalete gittim. Zaten her şey o anda değişti. Suyum geliyordu! Haftasonu olması beni biraz endişelendirdi. Doktor yok, ebe yok diye. Hastaneden ebenin numarasını bulup aradık. Şansa ebemiz hasta olmuş. Başta idrar kaçırmış olabilirsin dediyse de hastanede buluşmak üzere sözleştik. Beni baya bir titreme aldı doğum başlıyor diye . Neyse ki titremelerim fazla sürmedi. Giyinip hastaneye vardığımızda gayet iyi durumdaydım.

Saat 10:30' da odama çıktık ve ebe beni muayene etti. Hastaneye yatışını yapalım kesede delik açılmış suyun geliyor dedi! İnanamıyordum. Hastaneye yatıyordum ve bugün yarın o hiç göremediğim bebeğimin yüzünü görecektim! Ne olur ne olmaz diye valizimi almıştık yanımıza. Valizi babam odaya çıkardı bana hastane önlüğü giydirildi derken, haftalarca NST testi yaptığımız odada yatıp sancılarımı sonra da minik kızımı bekleyecektim. Beni yine NST ye bağladılar. Sancı  yok, bebek doğum kanalında değil...İşin kötü bir tarafı da eşim o gün çalışıyordu hem de sabahın 4'üne kadar! Doğuma birlikte girecektik ve ben yanımda  onun olmasını çok istiyordum. Neyse ki yalnız değildim annem tüm sancılarım boyunca yanımda bana baya yardımcı oldu.

Bir kaç saat sonra sancılarım ufak ufak
başlamıştı. Gayet iyi durumdaydım aslında. Annemle konuşuyorduk. Sancılarım beş dakikada bir olduğunda bana çok ilginç gelmişti. Sürekli okuduğum ve nasıl bir şey acaba nasıl anlarım dediğim durumu yaşıyordum ve gerçekten de ayırt edilebilir bir sancıymış doğum sancısı. Sancılarım iki-üç dakikada bir olduğunda da yine iyidim aslında. Sürekli çenemi serbest bırakmaya özen gösteriyor, yeri geldiğinde yatıyor yeri geldiğinde ayağa kalkıyor yürüyordum. Hatta tuvalete oturup nefes alıp verdiğim de çok oldu. En rahat ettiğim yer tuvalete oturmaktı aslında. Ebe kontrole geldiğinde 5 cm dediğinde, kaldı bir 5 daha diye düşündüm. İşin ilginç yanı 5 cm den sonra açılma inanılmaz hızlı oldu. Hatta annem ebeye sabaha doğum olur mu dediğinde ebe kapıdan çıkarken olursa mucize olur demişti. Saat sabaha karşı 4'te sancılarım çok şiddetlendi. Açıkçası daha yeni 5 cm dediği için ebe ben biraz ürkmeye başlamıştım. Çünkü bir kaç cm açılma olmuştur demek ki bu sancının bir üst seviyesi daha var ve ben dayanıp dayanamıyacağımı kestiremez olmuştum. Ebe yeniden kontrole geldiğinde dediği şeye hem ben hem annem şaşırmıştık. Hatta ebenin kendisi bile şaşkındı. Bize bebeğin eşyalarını hazırlayın dedi. Kafamı kaldırıp ebeye baktığımı hatırlıyorum. Nasıl yani, doğuma mı gidiyorduk?!

Sabah ezanı eşliğinde kızımın eşyalarını çıkarıp ebeye verdik. Beni de tekerlekli sandalyeye aldılar ve doğumanenin yolunu tıpış tpış tuttuk. Hiç heyecan yoktu bende. Sancılarıma o kadar çok yoğunlaşmışım ki, heyecanlanmaya vakit yoktu adeta.

Doğumaneye geldiğimizde benim sancılarımın yanında bir de altta garip bir his hissediyordum. Orada bir yatak daha vardı ve doktor gelene kadar beni oraya yatırdılar. Orada sancılarımla birlikte ıkınma hissi dedikleri olsa gerek o tarz birşeyler hissediyordum. Bir yandan da doktor gelsin ve bir an önce doğurayım ve odaya geri döneyim istiyordum. O ortam bana soğuk ve itici gelmişti. Kendimi rahat hissetmiyordum.

Orada ne kadar kaldım hatırlamıyorum ama doktorun sesini duyduğum zamana kadar sancılarımın baya hafiflemiş olduğunu hatırlıyorum. Doğum masasına alındığımda ise, sancın geldiğinde ıkın dediklerinde sancım yok hissetmiyorum siz bana söyleyin diyordum. Sonradan NST aletine bağlı olduğumu farkettim ve baktığımda gerçekten de sancılarım 50'lileri zor buluyordu. Sanırım orada bana iki doz sunni sancı verdiler. Hafif bir sancı geldi dediğimde doktorum güzel demek ki işe yaradı dedi ebeye.
Beni yere çömelttirdiler, tekrar masaya aldılar ama bende herhangi bir gelişme yok. Sancıyı filan boşverip ıkınmaya çalışıyordum. Bir yandan da ne biçim anneyim daha doğuramıyorum ben diyordum.
Eşimde o zaman içeri girmiş elinde kamera çekim yapmaya başlamıştı.

Doktorum bebeğin tam kıvrım yerde kaldığını ve bir an önce bebeği dışarı itmem gerektiğini söyledi. Bebeğin kalp atışları düşüyormuş. NST'ye baktığımda gerçektende bebeğin kalp atışları düşmeye başlamıştı. Zaten o andan itibaren ben ıkındım, ebe karnıma bastırdı, doktor tuttu derken kızım dünyaya geldi. Hemen saati sordum kaç diye.

06:55! Ada Belinda benim minik kızım... 2.970 kg. 49 cm minicik kızım...Hastaneyi sesiyle inleten kızım...

İşte şimdi tam bir aile olmuştuk ve inanılmaz mutluyduk!

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts