Karneval Der Kulturen!

Cumartesi, Mayıs 23, 2015




Bir hafta önce bir barda tesadüfen görüp aldığım karnaval broşürünü unutmuştum ki, bu sabah kahvaltı yaparken Kenan hatırladı ve hiç hesapta yokken kendimizi karnaval yolunda bulduk.
İyi mi ettik aslında evet fakat Belinda'nın bir anda huysuzluk edişi bütün keyfimizi bozdu. 

Diş sürecinde oluşu ve uykusunun gelmesi bir anda ağlama krizine dönüşünce karnaval alanından nasıl çıktığımızı bilemedik. 



Her şey kötü başlamadı ve kötü de bitmedi tabi. Günümüzün ilk saatleri ve son saatleri gayet iyi geçti ve Belinda' da baya bir eğlendi.


Karnaval baya geniş bir alana yayılmış, bir çok ülkeye ait yiyecek ve içecek, müzik, dans ve etkinliklerle doluydu. Her zamanki gibi çocukları yine unutmamışlardı fakat biz yararlanabildik mi; yararlanamadık. 


O kadar çok çeşit kokteyl vardı ki. İnsanın ister istemez canı çekiyor. Hamile olmasaydım kesin alır içerdim ama maalesef bakmakla yetindim.







Belinda en sonunda uykuya dalabildi. Bizde karnavaldan çıktık ve kahve molası verdik. Uyandığında ise kenarından köşesinden karnavalı ziyaret ettik. 




Belinda'nın en çok sevdiği ve uzun süre ayrılmak istemediği, Taksim'de sık sık karşılaştığımız -bunlar başkaydı ama çaldıkları ve söyledikleri parçalar aynıydı - grup. Artık kostümleri mi, dansları mı, müzikleri mi yoksa hepsi birden mi ilgisini çekti bilmiyorum ama dans edip aynı zamanda da pür dikkat seyredip durdu. Her ne kadar istemeyip, mızıklasa da eve gitmek zorunda olduğumuzdan kendilerine veda etmek zorunda kaldık. Tramvay boyunca - ki çoooook kalabalıktı -  kendi kendine şarkılar söyleyip, dans etmeye devam etti. Eve varıncaya kadar gülücükler saçtı ve baya neşeliydi. Benim kızım uykusuz çekilmiyor ne yazık ki. Uykusunu aldığında ise tam bir melek!


Berlin'in bu yönünü seviyorum. Her hafta bir etkinlik düzenleniyor. Üstelik çoğu bedava ve küçük çocuklarla, bebeklerle de katılabiliyorsunuz. İstanbul'da bu tarz bir etkinlik yok ama olsa da hem hamile iseniz, hem de bir ufaklığa sahipseniz katılmak imkansız olacak kadar zor. Sanırım bu açıdan şanslıyım. Evde sıkılmak yerine gezip tozmanın, farklı şeyler görmenin, ardından da blog yazabilmenin lüksünü yaşıyorum. Yorgun düşsemde napalım değil mi? 

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts