Dizikolik Ben...

Cuma, Mayıs 03, 2013

Ben tam bir dizikoliğim aslında. Bakarım ilk neler varmış diye, açarım ilk sezon ilk bölümü. Dizi ilk bölümden itibaren sarmalı beni ama. Sarmışsa vay halime. Eğer sezon ve bölümler azsa bünyem işkence altına pek girmez ama fazlaysa, bitireceğim diye izler dururum art arda. Sabah olur, benim gözler kapanır, anca o zaman bırakırım ertesi güne diğer bölümleri (aslında o akşama). Onun dışında imkanı yok kalkmam başından.

Bir sürü dizi izledim. Bir çoğu bitti. Bir kaçı devam etmedi. Alcatraz bunlardan biri mesela...Tabi bu benim için üzücü oldu. Niçin böylesine güzel bir dizi yayından kalkar ki diyerek dövündüm durdum.

Neyse ki, izleyecek dizim kalmadı dediğim anda, güzel abilerimiz, ablalarımız baya sağlam diziler yapmışlar. Boşluğum anında doldu böylece. Klişe olacak belki ama bu adamlar baya sağlam prodüksiyonlu diziler yapıyorlar. Onların tadını alınca bizim Türk dizilerinden pek zevk almıyor insan. Bazı dizilerin her bir bölümü birer sinema filmi gibi. Oyunculuklar şahane. Kostüm olsun, makyaj olsun, ışık olsun herşey çok güzel.  Bide bakıyorum bizim dizilere içim sıkılıyor. Tavsiye üzerine bakıyorum. Yok olmuyor. İnanılmaz sıkıcılıklarının bir sebebi ise gereksiz uzun olmaları. Hikayeler sarmıyor. Herşey bir yapay. Oyunculuklar bazen öyle bir yapay oluyor ki tam hikayenin içine gireceğim galiba dediğiniz anda hop atıyor sizi dışarı. Bu ne be diyip kapatıyor insan.

Eskiden Türk dizileri daha güzeldi. Şimdilerde ekmek kapısı diye önüne gelen dizi yapıyor. Haliyle kalite düşüyor.

Benim şu sıralar sardığım bir kaç dizi var. Eskilerden devam eden bir kaç dizim daha kaldı. Bir de arkadaş tavsiyesi aldığımız, izlemek için eşimi beklediğim diziler var.

İşte izlediklerimden bazıları



Downton Abbey

Bir İngiliz yapımı dizi ilk sezonunda 1912 yılından itibaren başlayarak ilerliyor. Neler yok ki dizide Titaniğin batması, Türk diplomat, bir miras süreci, üst kat - alt kat olayları,  entrikalar, savaş...Şu ana kadar 3 sezon yayınlandı. 4. sezonu sabırsızlıkla bekliyorum. İzlemeyeniz var ise tavsiye ederim. En azından bu tarz dizilerden hoşlananlara. Ben inanılmaz seviyorum. İnsan izlerken onların gerçek olduğuna inanıyor. Olaylara üzülüyor, sevindiklerinde sizde seviniyorsunuz. Adeta içinize alıyor dizi sizi. Bunun en büyük sebebi kuşkusuz oyunculuklar ve hikaye. Kıyafetlerinden tutun, makyajına, ışık ve tonlarına kadar insanı adeta o yıllara götürüyor...


Downton Abbey - IMDB





Bates Motel 

Bir Amerikan dizisi Bates Motel. 1960 yapımı Alfred Hitchcock'un Psycho filmindeki Norman Bates'in çocukluk yıllarına gidiyoruz.  Norma Bates yani Norman Bates'in annesi, kocasının ölümünden sonra Norman'ı da alıp uzaklara taşınır. Bir motel alan Norma ve Norman'ın başından inanılmaz olaylar geçmeye başlar. Kasabada yaşayan insanlar da  bir ilginçtir aslında. Norman'ın kafasının gidip geldiğini görmeye başlarız... 

Dizi güzel gidiyor. Daha birinci sezonunda. Merakla izlemeye devam ediyorum.





Broadchurch

Polisiye, drama dizisi.  Broadchurch olayların geçtiği bir sahil kasabasıdır. Kasabada yaşayan 11 yaşındaki Danny'nin gizemli bir şekilde ölmesi ile dizi başlıyor. İntihar olarak baktıkları olayda buldukları ip uçları onun öldürülmüş olduğu yolundadır. Kasaba küçük ve herkes birbirini tanıdığından bu durum hiçte hoş karşılanmaz. Tüm sezon boyunca Danny'nin katilini bulmaya çalışan iki dedektif var ve bir sürü de şüpheli. O mu bu mu diye merakla diziyi seyrediyorsunuz. 

Birinci sezon bitti. Bakalım ikinci sezonu gelecek mi?





Black Mirror

Bir İngiliz dizisi daha. Şimdiye kadar iki sezonu yayınlandı. Devamı gelecek mi bilmiyorum. 

Her bir bölümü bir diğerinden farklı. Kısa film gibi düşünün. O kadar sağlam hikayesi var ki hepsinin. Bir bölümü vardı ki kanım donmuştu resmen. 

Teknolojinin gelecekteki hayatımızda ne gibi etkileri olabileceğini konu alıyor. Sosyal medyayı da ele alıyor. Tabi gelecekte demem, bu şu anda olmuyor anlamında değil tabi. Etkilerini dizideki boyutlarda olmasa da yaşıyoruz bugün.  Gayet güzel bir dizi. İzlemenizi tavsiye ederim.  




Orphan Black

Sarah adında bir yetim aylarca ortalıkta yok iken kızı Kira için geri döner.  Metro istasyonunda bir kadının intiharına şahit olur. Kadın kendisine çok benziyordur. Parasızlık içinde yüzen Sarah, ölen kadının bankada çok yüksek bir meblağda parası olduğunu fark ettiğinde, parayı alabilmek için ölen kadının yerine geçer. Geçer geçmesine de başına öyle şeyler gelecektir ki...Bir yandan kızına ulaşmaya çalışır, bir yandan ise içine düştüğü durumdan kurtulmaya...Değişik bir konusu var dizinin. Şu ana kadar sıkılmadan seyrettim. 

Dizi birinci sezonda ve devam ediyor, bende izlemeye.


Şimdilik bahsedeceklerim bu kadar. Yeni dizi keşfettikçe paylaşımlarıma da devam edeceğim. 

İşlerimin başına dönme vakti. İyi geceler...

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts