Aile Gezisi! Rota : Aquarium Berlin!

Çarşamba, Aralık 21, 2016


Uzun zamandır Berlin'de gitmek istediğim yerlerden biri de akvaryumdu. Balıkları seyretmek çok ama çok hoşuma gidiyor hatta bazen eve bir akvaryum alsak mı diye düşünmüyor da değilim.  Fakat temizliği ve bakımını düşünerek hemen vazgeçiyorum. Hatırlıyorum da çocukluğum babamın akvaryumunu seyrederek geçmişti. O kadar çok seviyordum ki! Akvaryumun karşısında bulunan büyük koltuğa kurulup uzun uzun balıkları seyrederdim. Henüz anaokulu öğrencisiydim fakat beni rahatlattığını ve keyif verdiğini dün gibi hatırlıyorum. Ne zaman ki İstanbul'a taşınıp bir daha akvaryumu kurmadık, işte o zaman çok ama çok üzülmüştüm.  

Kenan'nın babası Berlin'e bizi ziyarete geldiği hafta havanın soğuk olmasından da dolayı bir araba kiraladık. Böylece sürekli Belinda'ya arabamız olduğunda balıklara gideceğiz demem de gerçekleşmiş oldu!


Akvaryuma vardığımız zaman çok heyecanlandım. Belinda ve Devin'de çok ama çok heyecanlıydı. Bir oraya bir buraya koşturup durdular. Kızlar biraz huysuzlardı özellikle de Devin. Gerçi bende kendimi çok yorgun ve bitkin hissediyordum -sonrasını biliyorsunuz kızlar ateşlendi bende hasta oldum-.  Içeriye girip biraz yürüdükten sonra bizi devasa büyük balıklar karşıladı. Hayatımda o kadar büyük bir balığa yakından bakmamıştım. Cinsi neydi bilmiyorum hatta neden hiç balıkların ve diğer hayvanların bilgilerine bakmamışım ki. Hmm evet hem fotoğraf çekmeye hem de kızları takip etmeye çalışıyordum fakat bu bahane olmamalı değil mi! Nasıl unuturum bakmayı ah ah!  












Balıkların bir çoğunu daha önce gittiğim hiç bir akvaryumda görmemiştim. Bu yüzden beni adeta büyülediler diyebilirim. Özellikle denizanalarının bulunduğu bölüme geldiğimizde ben kendimi başka bir boyutta hissettim. Ya bu deniz anaları denizde gördüğümüzde bu kadar çekici değilken akvaryumda nasıl bu kadar inanılmaz güzel görünüyorlar. O isimlerini bilmediğim büyük balıklardan sonra en fazla başında kalıp seyrettiğim denizanaları oldu diyebilirim. Çok ama çok güzellerdi :)


Akvaryumu gezdikten sonra kafesine gidip oturduk. Kızların öğle yemeklerini yedirirken bizlerde sıcak bir şeyler içtik. Belinda yerinde hiç durmuyordu ki genelde durmaz. Beni o kadar çok yordu ki! İki küçük çocuk var ve ikiside bir sağa bir sola hareket ediyor ve durmuyorlarsa eğer inanın başınız bir yerden sonra dönmeye başlıyor. Bir Belinda'ya bak bir Devin'e bak ve bunu ara vermeksizin yapmak tenis turnuvası izlemek gibi hatta daha fena :) Sadece bakmakla kalmayıp müdahale de ediyorsunuz. Ayağa kalkıyorsa oturttur, ayakkabılarını çıkarıyorsa giydir, yemeğini yemiyorsa yedirt, canı o an bir şey istiyorsa anlamaya çalışıp yapmaya çalış, oyuncak düşer onu masanın altında bulup geri ver... Şikayet ediyorum değil mi :)


Akvaryum çok büyük değildi fakat şu ana kadar gezdiğim en akılda kalıcı akvaryumdu. 
Ben bu akvaryuma bayıldım! 

Akvaryuma giriş biraz pahalı. Yetişkin 14,50 Euro. 4 yaşa kadar da ücretsiz. Fakat hayvanat bahçesini de gezmek isterseniz toplamda bir kişi 20 Euro. Bu şekilde daha hesaplı aslında ama havanın soğuk olmasından dolayı hayvanat bahçesini gezmek istemedik. Hem çocuklar küçük olunca uzun gezmelerden çabuk yoruluyorlar fakat yaz ayı için düşünülebilir. Belirli zamanlarda düzenlenen hayvanları besleme aktiviteleri de var. Siteden bakıp ziyaretinizi bu aktivitelere göre düzenleyebilirsiniz. Ne dersiniz sizcede gezip görülmeye değer mi? :)

Herkese Sevgiler!

You Might Also Like

0 yorum

Blogumda bulunan fotoğraflar bana aittir. Yazılı iznim olmadan hiç bir şekilde kullanılamaz.




Popular Posts